Transmutation News – December 2014 – Turkish

Aralık 2014 Dönüşüm Haberleri

Bu aralar, yeni yıl tatillerinin yaklaşması ile birlikte pazarlama odağının vermenin güzelliğine odaklandığı bir dönemdeyiz. Ben de verme ve alma prensibi üzerine derinlemesine düşündüm ve meditasyon yaptım. Batı kültüründe, vermenin almaktan daha iyi olduğunu öğreniriz. Ve pek çok düzeyde, hiçbir karşılık beklentisi olmadan koşulsuz vermenin sevincini hepimiz biliyoruz. Çünkü vermek fiziksel, duygusal ya da spiritüel düzeyde olsun, gerçek bir hizmettir. Diğerlerine birşey vermek gerçek bir mutluluk!

Diğer yanda ise, kendilerinde fiziksel ve/veya duygusal hastalık yaratacak biçimde vermiş olanlar da var. Doktor ve psikoterapistler, kanser gibi pek çok hastalığa sahip kişileri tedavi ederken, bunların almadan/yenilenmeden vermeye fazla yatkınlığa bağlanabileceğini anlatıyor. Yani kişilerin sağlıklı kalmalarında alabilmek ile ilgili bir çeşit kendine bakımın yardımcı olduğu görülmüştür.

Doğayı gözlemlediğinizde almanın ve vermenin dengesini görebilirsiniz. Havayı içimize çekmek hücrelerimizi doldurur ve nefesimizin gücünü artırır. Eğer nefesinizi yalnızca verseydiniz yaşamaya devam edemezdiniz.

Dalgaları seyrettiğiniz zaman suyun yükseldiğini ve alçaldığını görürsünüz. Doğada yalnızca yükselme ya da yalnızca alçalmayı asla görmezsiniz.

Toprak güneş, yağmur ve rüzgardan beslenir ve bu da bizi besleyen bitkileri ve güzelliği üretmek için gerekli şeyleri sağlar.

Fiziksel bakımın yanında sevgi de gören bir bahçe mucizevi görülebilecek biçimlerde gelişir.

Şükran ve takdiri paylaştığımızda ve diğerlerini ve tüm yaşamı onurlandırıp saygı gösterdiğimizde, karşılıklılık ilkesi ile hareket ederiz. Bunun karşılığında ise şükran, takdir, onurlandırma ve saygı deneyimleriz.

Sağlığımızı ve esenlik duygularımızı sürdürmede yaşamın bize öğrettiği bir denge olduğu görülür. Ve koşulsuz hizmete bu denli dikkat edilse de, almadan vermeye ne kadar odaklandığımızı yeniden gözden geçirmemiz gerekip gerekmediğini merak ediyorum.

Vermek ve almak pek çok biçimde olabiliyor. Dengeyi sağlayacak biçimde pek çok düzeyde alan ve veren pek çok uygulayıcı var. Dönüşüm Haberlerinin Ocak 2014 sayısında deneyimlediğimiz İçsel Işık Odası meditasyonunda deneyimlediğimiz gibi yaptıkları kimse tarafından fark edilmeden gezegene tanınmadan hizmet eden milyonlarca kişi var. Bu koşulsuz vermenin bir örneği. Ve aynı zamanda, ışığımızı dünyaya yaydığımızda da sevgi paylaşılıyor. Ve hem bu ışığı hem de fazlasıyla hak ettiğimiz sevgiyi almamız da önemli.

Bu yıla İçsel Işık Odasına yaptığımız meditasyon/yolculuk ile başlamıştık. Yılı hep birlikte bitirirken, Ocak 2014 Dönüşüm Haberlerini yeniden okumayı ve bu egzersizi tekrarlamayı isteyebilirsiniz. Bu meditasyon güç veren, ilham verici ve harika bir meditasyon.

Büyümeye, gelişmeye devam etmek ve sağlıklı kkalmak için denge gereklidir.

Biraz zaman ayırın ve yalnızca sessizce oturun ve nefes alıp verişinizi izleyin. Nefes alıp verirkenki doğal akışı deneyimleyin. Yaşamınızı sürdürmeniz için gereken bir akış ve denge vardır.

Eğer okyanus kıyısında ya da gelgit olan bir su kütlesinin yakınında yaşıyorsanız, suyun kabarmasını ve çekilmesini gözlemleyin.

Okyanus ya da denizle birleşmek için bir meditasyon ya da yolculuk yapabilir ve doğal olarak oluşan gelgiti deneyimleyebilirsiniz. Bu gelgit asla sonlanmaz. Yaşamın bir parçasıdır.

Güneş her sabah doğar ve gece batar.

Toprak verir ve alır.

Hava besleyici maddeleri alır ve sonra toprak ve su ile bunları paylaşır.

Almanın ve vermenin doğadaki doğal akışı üzerine derinlemesine düşünmek ve meditasyon yapmak için biraz zaman ayırın. Ve size yakın gelen bir elementle birleşme çalışması yapın ki alma ve vermenin bedeninizdeki duygularını anlayın. Bir elementle birleşmek için basitçe meditasyon ya da yolculuğunuz esnasında o elemente dönüşerek onun hakkında bilgi almak niyetinizi tutun. Meditasyon ya da yolculuğunuz tamamlandığında, birleşmiş olduğunuz elementten niyetinizi kullanarak ayrılın. Olağn bilinç durumunuza tümüyle dönün ve kendinizi topraklanmış ve tazelenmiş hissedin.

Doğal akışı hissettiğiniz zaman biraz zaman ayırarak kendi denge durumunuz üzerine düşünün. Almak ve vermenin akışını deneyimleyebilmeniz için kendi yaşamınıza dengeyi geri getirebilecek, yapabileceğiniz küçük bir değişiklik hakkında derinlemesine düşünün.

1980lerde Angeles Arrien ile birlikte uzun yıllar tarot çalışmıştım. Geçen bahar vefat eden büyük bir öğretmendi. Angeles kültürler arası sembolleri ve kişilerde ve topluluklarda sağlık ve esenlik durumlarını nelerin yarattığını araştıran bir antropologdu.
Angeles’in çalışmalarında öğrettiği ilkelerden bir tanesi, almayı öğrenmeden vermeyi öğrenemeyeceğinizdi. Çünkü hepsi bir döngünün parçaları.

Siz bu döngünün neresindesiniz?

Bu çalışmayı, geçen ay birlikte yaptığımız ay ile birleşme çalışması ile bağlantılabilirsiniz. Çünkü o çalışmada çekim gücünü deneyimlemiştiniz. Doygun ve sağlıklı hissetmek için sevgi enerjilerini çekmek ve onları absorbe etmenin zamanıdır.

Yaradılışınıza ne kadar sevgi katıldığı meditasyonu/yolculuğunu tekrarlayabilir ve sevgi ve ışığı tüm hücrelerinize çekebilirsiniz. Koşulsuz sevgiyle yaratıldınız. Buraya koşulsuz sevginin aracı olmak için geldiniz. Dengeli bir akışla koşulsuz sevgiyi almak ve vermek için enerjinizi uyumlandırmanız önemli.

Geçtiğimiz aylarda sizleri sözcüklerin gerçek gücü ve bizleri fiziksel düzeyde nasıl etkilediklerine açılmanız için teşvik ettim. Almak üzerine yolculuk yaptığım zaman benim için öne çıkan sözcük “davet”. Aldığınız zaman yaşamı besleyen enerjileri davet edersiniz. Tazelenmiş hissetmek için ihtiyacınız olanı “davet” etmeye niyet edin.


Yıllar içinde Yeryüzü için Şifa çalışması ve Dönüşüm Haberlerinde paylaştığım uygulamalarla çalışmanın sonuçları hakkında pek çok mektup ve e-posta aldım.

İçimizde değişimi hissetmek ve diğerlerinin nasıl esinlendiklerini duymak çalışmaya güç katar. Çünkü hem yaşamlarımız hem de dünya bzi dengeyi bulmaya yönelten inisiyasyonlardan geçmeye devam ederken gündelik küçük mucizevi olay ve değişimlerin farkına varmak önemli.

Bazılarınızın, paylaştığım uygulamalar ya da genel olarak günlük uygulamalarınıza bağlı olarak hayatınızın nasıl değiştiği ya da bir yönden yarar sağladığınız ile ilgili kısa bir öyküyü paylaşmanızın topluluğumuz için büyük bir armağan olacağını hissediyorum.

Bu yalnızca topluluğumuz için olacak ve başka bir biçimde kullanılmayacak. Eğer bizlere ilham verecek birşey paylaşmak isterseniz stories@sandraingerman.com (LÜTFEN NOT EDİN: Yalnızca Dönüşüm Haberlerinde paylaşabileceğim ilham verici öykülere cevap verilecektir. Bu e-posta adresi başka amaçla kullanılamaz) adresine gönderebilirsiniz.

Herkesin meşgul olduğunu biliyorum ama kısacık bile olsa birşey yazmanız, her ay yazdıklarıma katkı sağlayacaktır. Dönüşüm Haberlerini yazmaktaki niyetim daima okuyuculara, çevrenizdeki dünyada ne olursa olsun siritüel çalışmanızı sürdürmek için ilham sağlamak olmuştur. Dönüşüm Haberlerini 2000 yılından beri yazıyorum ve sizleri topluluğumuza ilham vermekte bana katılmaya davet ediyorum.

Kendi yolculuklarımda, spiritüel uygulamalara bağlılığın ve bunları yaşamanın önemini gördüm. Dünyadaki değişim öylesine yoğun ki pek çoğu korku, öfke ve çaresizlik durumuna geçiyor.

Gündelik yaşamalarımız ve çevremizde olanlarla dikkatimiz çok çabuk dağılabilir. Odağımızı kolayca kaybetmeye eğilimliyiz. Biraz zaman ayırın ve kendinizi yaptığınız çalışmaya ve bilinçli bir yaşamı yaşamaya yeniden adayın.

Beslediğinizin büyüdüğünü anımsayın. Duygularınızın derinliğini ve çeşitliliğini deneyimlemeye devam edin. Fakat sonrasında duygularınızın vew düşüncelerinizin gerisindeki enerjiyi, kendinizi, sevdiklerinizi, tüm yaşamı ve yeryüzünü besleyen sevgi ve ışığa dönüştürmek için çalışmanızı yapın. Sevgi, ışık ve ilham tohumları ekmeyi seçin.

Dünyada olan bitene baktığımızda, spiritüel çalışmamızı güçlendirmenin ve bir küresel topluluk olarak birleşmenin zamanıdır.

Zamanın başlangıcından beri şamanların yaptığı gibi güçlü gözünüzü (üçüncü gözünüz) açın ve dünyada olanları egonuz ve kişiliğiniz yerine ruhun gözleriyle görün. Algımızı değiştirdikçe gerçekliğimizi de değiştiririz.

Dolunay 6 Aralık’ta. Olağan düşüncelerinizi ve dikkatinizi dağıtan gündelik olayları bırakın ve içinize seyahat edin. İçsel yıldız ışığınızın hücrelerinizi doldurduğunu deneyimleyin. Bu ışığı yayın ve yeryüzünün içinde ve çevresinde altından bir ışık örmek için ışığını yayan diğer binlercesi ile birleştiğini hayal edin.

Dönüşüm Haberlerini okumaya yeni başladıysanız, aylık dolunay seremonimizin detayları için lütfen anasayfadaki “İnsanlardan Oluşan Bir Işık Ağı Yaratmak” başlıklı yazıyı okuyunuz.

Gündönümü 21 Aralık’ta. Kuzey Yarıkürede kışın, Güney Yarıkürede ise yazın başlangıcını kutluyoruz. Dönüşüm Haberlerinde yazmış olduğum gibi, ekinoksu kutladığımız zaman bir mevsimden diğerine güzel bir akış oldu. Mevsimler birbirlerine doğru akar.

Hep birlikte katılabileceğimiz bir gündönümü seremonisi hakkında bir yolculuk yaptım. Bazılarınızın yaşadığı yerlerin bayağı soğuk olabileceğini biliyorum. Baba birkaç dakika için bile olsa her birimizin dışarıda durması gerektiği söylendi. Ayaklarınız toprakta ve birbirlerinden biraz açık biçimde durun. Ve kollarınızı kaldırın. Böylelikle beş köşeli bir yıldız şeklinde olacaksınız.

Birkaç derin nefes alın. Nefes alın, bekleyin ve verin. Kalp atışınızı yeryüzünün kalp atışına bağlayın ve üzerinizdeki gökle bağlantınızı hissedin. Kalbinizi yeryüzüne, göğe, çemberimize, tüm yaşama ve gezegene açın. Işıldayan ve akan koşulsuz sevgiyi getirdiğinizi hayal edin. Bu ışık ve sevgiyi tüm hücrelerinize çekin. Ve yeryüzünün içinde ve çevresinde aktığını hissedin. Haydi bu günde tüm yaşamı canlandıralım. Haydi insan yıldızlar olarak büyük bir çemberde biraraya gelelim.

Her yıl sizleri, tolpluluğunuzdaki insanların biraraya gelerek dua, kutsama ya da dilekleri olan bir kurdeleyi bağlayabilecekleri (gevşek bağlayın ki dallar büyümeye devam edebilsin) dua ya da dilek ağaçları yaratmanız için cesaretlendiriyorum.

Dünyanın her yerinde zaman içinde yerel topluluklar tarafından yaratılmış olan dua, kutsama ve dilek ağaçları mevcut.

Ofisinize bir kase götürerek diğerlerini dua, kutsama ve dileklerini bu kaseye bırakmaya davet edebilirsiniz.

Gündönümü zamanında spiritüel uygulamalarımızla meşgul olabilir ve yalnızca tüketici olmaya ve yılın bu zamanında hediyeler almak için baskı yaratan kolektif transı kırabiliriz.

Diğerlerine dua, dilek ve kutsamaları paylaşmak için bir topluluk halinde birleşmenin gücünü öğretin. Bu dua, dilek ve kutsamalar kişisel, sevdiklerimiz için ve/veya gezegen ve tüm yaşam için olabilir.

Bu şekilde, hepimiz en yüksek sevgi, ışık ve barış yerinden almak ve vermenin spiritüel akışına tümüyle katılmış oluruz.


Haydi Dönüşüm Haberlerini sizlere ulaştırmak için gönüllü olan Sylvia Edwards (sevgili dostum ve webmasterım) ve çevirmenlerin çalışmaları için derin şükran ve takdir için biraraya gelelim. Sylvia ve tüm çevirmenler, bu işi, çalışmayı küresel topluluğumuzla paylaşmaya yardım etmeyi sevdikleri için gönüllü bir hizmet olarak yapıyorlar. Haydi onlarla tüm verdiklerine karşılık alabilecekleri kutsama ve sevgimizi paylaşalım.

Lena Anderheim – İsveççe
Fabio Braga – Brezilya Portekizcesi
Nello Ceccon – Italyanca
Ines Fermoso – İspanyolca
Sofia Frazoa – Portekizce
Dorota Goczal – Çekçe
Els de Graaff-van Meeteren – Flemenkçe
Eleni Evangelinou ve Rallou Gromitsari – Yunanca
Annie Idrissi – Fransızca
Miriam Kisssova and Jan Lenc – Slovakça
Eva Ruprechtsberger – Almanca
Tea Thum – Fince
Simin Uysal – Türkçe

Farsça çevirmenimiz için de kutsamalarımızı ekliyoruz.


Şimdi topluluğumuzdaki herkes için kalplerimizi birleştirelim ve beraberce dünyada bir ışık olmaya odaklanırken, birbirimizi sevgi ile tutmayı sürdürelim.

Hepinize mutlu bir gündönümü dilerken kalplerimizi sevgiyle birleştiriyoruz!!

Copyright © 2014 Sandra Ingerman. All rights reserved.

 

Transmutation News – November 2014 – Turkish

Dönüşüm Haberleri Kasım 2014

Umarım Dönüşüm Haberleri Ekim yazısında sizinle paylaştığım uygulamalarla çalışma fırsatınız olmuştur.

Eğer oldu ise, yapmakta olduğumuz spiritüel çalışma ile daha derin bir fiziksel ilişkiniz olduğuna eminim. Çünkü gerçekten fark yaratmak için, uygulamaları yalnızca zihinsel olarak anlamak yerine bedenselleştirmemiz gerekir. Çalışmayı bedenselleştirerek, enerji alanımız ya da aura alanımızı değiştiririz ve bu da enerjisel olarak yaydığımız veya yansıttığımız şeyleri değiştirir.Bunu yaparak, kolektif enerji alanını gerçekten etkileriz.

Bu ay sözcüklerin gücüyle çalışmayı eyleme geçirmenizi rica ediyorum. Çünkü şamanik yol, kutsamalarla değişim yaratmanın bir yoludur. Kendimizi, dünyayı ve yaşam ağındaki herşeyi kutsadığımız zaman, bu kutsamaları olağan dünyamızda meydana getiren bir enerji yaratırız. Sözcüklerimizin enerjisi, görünmeyen bir örgü oluşturur ve bu da nihayetinde olağan varoluş alemimizde yeni bir gerçeklik örgüsü yaratır.

The Undying Stars (Sönmeyen Yıldızlar) yazarı David Mathisen’in harika bir bloğu var. Awakening to the Spirit World başlıklı kitabımda kutsamalar üzerine yazılanları okuduktan sonra konu hakkında harika bir blog yazmış. Bana özellikle hitap eden birkaç cümleyi paylaşıyor. David, kutsadığımızda içerideki görünmeyen ruhun farkına vardığımızı ve ışıldaması için çağrıda bulunduğumuzu yazmış. Gizli ruh dünyasının farkına varıyoruz ve enerjisinin görünen dünyaya akması için davet ediyoruz. (http://mathisencorollary.blogspot.com/2014/09/blessing.html)

Her gün, kutsayan ve güzellik yaratan sözcükler kullanmaya dikkat edin. Gece uyumadan önce, kendinizi ve tüm yaşamı kutsayan sözcükler söyleyerek uyku rüyalarınıza başlayın.

Aylık seremonilerimizde dolunayın gücü ile çalışıyoruz. Bu ay, bir şamanik yolculuk ya da meditasyon yapın ve ay ile birleşin. Dolunayın gücü ile birleşmenizi öneririm çünkü böylelikle “İnsanlardan Oluşan Bir Işık Yaratma” dolunay seremonimize katıldğınızda, bu güçle çalışmanın fiziksel duyumuna sahip olabilirsiniz. Ay haline gelerek, dolunayın gücünü bedeninizde hissedin.

Bilincinizi genişleten ve yükselten bir meditasyon müziği çalın ya da davul ritmi veya şamanik müzik dinleyin. Kendiniz de davul ya da çıngırak çalabilirsiniz.

Dolunayın gücüyle birleşme niyetinizi tutun. Ayın döngüleri ile deneyimlediğiniz içsel değişimleri bedeninizde hissetmek için ayın farklı fazlarına birleşme yolculukları/meditasyonları yapabilirsiniz.

Onunla birleştiğinizde size bir mesaj verebilirse de, bu yolculukların amacı mesaj almak değil. Buradaki asıl amaç, ayın enerjisi ile birleştiğinde enerjinizin verdiği hissi ve değişen döngülerin nasıl hissettirdiğini deneyimlemek. Belirli fazlarda yansıtabileceğiniz ve de size cezbolan gücü farkedin. Bu size, ay ile birleşmek yoluyla bazı seremonilerinizi yapmak için en etkili zamanları öğrenmek yoluyla da yaratım ve gerçekleştirme çalışmanızda yardımcı olacaktır.

Ay bazı kültürlerde dişi, bazılarında da eril bir varlık olarak görülür. Şamanizm, doğrudan esin yolu olduğu için, onunla bir olduğunuzda sizinle hangi cinsiyette bağlantı kurduğunu hissedin.

Tüm yaşam ayın döngülerinden etkilendiği için, bu yolculuk kendi bedeninizin zekasıyla bağlantı kurabileceğiniz çok güçlü bir yolculuktur. Ayın gelgitleri nasıl yarattığını hepimiz biliyoruz. Biz de çoğunlukla sudan oluştuğumuz için ayın bizim üzerimizde de büyük etkisi var.

Dünyada olanlara baktığımızda, dengesizliği suyun yeryüzündeki farklı yerlerdeki etkilerinde görüyoruz. Sellere yol açan yağmurları ve aşırı kuraklığı görüyoruz. Bu ay, su adını verdiğimiz canlı varlığı kutsayalım.

Suyu kutsamak için hayatınıza basit spiritüel uygulamalar katın. Suyun size kendi içsel toksikliğinizi yansıttığınızı anlayın. Duygularınız ve düşüncelerinizin arkasındaki enerjiyi sevgi ve ışığa dönüştürmeyi öğrenin.

Suyu onurlandırmayı günlük uygulama haline getirin. Banyo yaparken ya da bulaşıkları yıkarken sui le bağlantı kurun ve yaşamı sürdürdüğü için ona teşekkür edin. Bu size de arındıracak ve şifalandıracaktır. Su içerken, size getirdiği yaşam için ona teşekkür edin.

Her su içişinizde ya da bir su kütlesini (nehir gibi) ziyaretinizde, onu daima ilahi ışığı içinde görün. Algınızın gerçekliğinizi yarattığını anımsayın. Eğer suyu kirlenmiş görürseniz, kirlenir. Şamanların zamanın başlangıcından beri yaptığı gibi, dünyalar arasındaki perdeyi kaldırın. Ve dünyanın sularında ilahi ışığı görmeyi seçin.

Toprak, hava, su ve güneş yaşamı sürdürür. Bize yaşam vereni kirletmemeliyiz. Suyu ve bize yaşam veren tüm elementleri onurlandırın. Ve onlar da karşılık olarak bizi onurlandıracaklardır.

Kenarında oturabileceğiniz bir su kütlesi bulun. Doğada bir yere seyahat edebilir ya da içinde bir göl, gölet ya da dere olan bir parka gidebilirsiniz. Bir nehir, dere ya da şelale gibi akarsuyun yanında oturmak olağan sorunlarınızdan uzaklaştırarak içsel bilgeliğinizin ortaya çıkmasına yardımcı olabilir. Denizdeki dalgaları seyretmek, ruhunzun mesajlarını dinleyebileceğiniz bir açıklık hali yaratır. Deniz kıyısında oturursanız, dalgaları içinizde hissedin. Bir nehir ya da derenin kenarında oturduğunuzda, kendinizi içsel nehrinizin akışının duyusal algısına bırakın. Bir göl ya da gölet size içinizdeki dinginlikle bağlantıya geçirebilir.

Gevşemiş ve genişlemiş hissetmenize yardımcı olan bir müzik dinleyin. Uzanın ya da otun. Gözlerinizi kapatın ve yaşadığınız şehrin altından ya da içinden geçen suları deneyimleme niyetinizi tutun. Suları deneyimleyin ve yaşadığınız yerde akan suların niteliklerini öğrenin. Duyusal algınızı açın ve bunları yaparken bedeninizde hissettiklerinizin farkına varın.

Çevrenizde yaşayan insanlar, ağaçlar, bitkiler, hayvanlar ve diğer doğa varlıkları hakkında derinlemesine düşünün. Onların yaşadığınız alandaki suyun niteliklerini nasıl yansıttıkları hakkında meditasyon yapın.

Bunları tamamladığınızda meditasyonunuzu bitirin. Not alabilirsiniz. Yerin altındaki suyu hissederek dışarıda yürüyüş yapın. Şehir içinde yaşıyor olsanız bile yerin altında yine de su vardır.

Suyla birleşmek yaşamın akışıyla bir olmanın harika bir yoludur. Su doğal ve zarif biçimde akar. Su kutsal dişinin yansımasıdır ve ruhumuzun doğasını yansıtır. Suyun doğası ve gücünü onunla birleşerek öğrenebiliriz. Bir elemental birleştiğimizde, aldığımız öğretiler zihinsel anlayışın ötesine geçer ve başka bir canlı varlığın enerjisiyle bir olmak bizi fiziksel olarak etkiler.

Gevşemenize ve genişlemenize yardımcı olan bir müzik çalın. Dingin bir göl, nehir, şelale, okyanus, yağmur, sis gibi bir su kaynağı ile bir olduğunuzu hayal edin.

İçinizde derine gidin ve sınırlarınızın yokolduğunu ve bus u kaynağıyla bir olduğunuzu deneyimleyin. Suyu su haline gelerek öğrenin. Bunu yaparken duyusal algılarınızı açarak, bedensel hislerinizin farkına varın.

Su olmaya kendinizi bırakın. Bu uygulama son derece güçlü ve canlandırıcıdır.

Kendinizi hazır hissettiğinizde, birleşmiş olduğunuz su kaynağı ile bağlantınızı kesin ve kendinize ve bulunduğunuz odaya geri gelin. Deneyimizin size verdiği canlılığı hissedin. Kendinizi topraklanmış ve anda hissedin.

Eğer bu denli genişletici bir uygulamadan sonra topraklanmış hissetmekle ilgili yardıma ihtiyacınız olursa, ayak tabanlarınızdan toprağın derinliklerine uzanan kökler imgeleyebilir ya da bir ağacın altında oturduğunuzu veya ona sırtınızı dayadığınızı hayal edebilirsiniz.

Genişlemiş bir farkındalık durumu yaratan müzik dinleyin. İçinize yolculuk yaparak içsel ışığınızı deneyimlemek için niyetinizi belirleyin. Bedeninizin içine yolculuk yaptığınzı ve bir yıldızla birleştiğinizi hayal edebilirsiniz. Bir yıldızın parlamak için çabalamadığını anımsayın, hiçbir çaba göstermez. Bir yıldız ışığını nereye gönderdiğini seçmez. Bir yıldız yalnızca ışık saçar ve tüm yaşamı aydınlatır,

İlahi ışığınızın bedeninizdeki tüm hücreleri beslemesine izin verin. Bu ışığı hücrelerinize derinlemesine çekin. Işığa gömülün ve bunun keyfini çıkarın.

İlahi ışığınızı yaklaşık 15 dakika deneyimledikten sonra, bu deneyimden gerçek spiritüel doğanız ile bağlantınızı bütünüyle kesmeden dönün. Biz ışıklı varlıklarız.

Şimdi bir bardak su için. Ve ışığınızı deneyimler ve yayarken suyun tadının ne kadar tatlı, yumuşak ve taze geldiğinin farkına varın. Bu sizing her gün içtiğiniz su. Fakat ışık halini deneyimlemek ve buradan yaşamak iznini kendinize verdiğinizde, su da daima ışıltınızı geri yansıtacaktır.

Suya ne verdiğinizin bilincinde olun ve onu kirletmeyin. Paylaştığı herşey için ona teşekkür edip, kutsadığızda su da karşılığında bizi kutsayacaktır.

Dolunay 6 Kasım’da. Haydi spiritüel çalışmamızı yapalım ve küresel topluluğumuzla, ayın gücüyle ve suyun ruhuyla, sağlıklı ve parlak bir ışık ağı örmek için, bağlantı kuralım. Çoğunlukla sudan oluştuğumuzu, bu yüzden gerçekte su varlıkları olduğumuzu anımsayın. Beraberce dolunay seremonimizi gerçekleştirirken su elementini de katalım.

Eğer Dönüşüm Haberlerini okumaya yeni başladıysanız, dolunay seremonimizin detayları için lütfen “İnsanlardan Oluşan Bir Işık Ağı Yaratmak” başlıklı yazıyı okuyunuz.

Amerika Birleşik Devletleri’nde Kasım ayında Şükran Günü kutlanır. Şamanik kültürlerde her günün şükran günü olduğunu anımsamamız için iyi bir zaman. Her gün yaşamımız için teşekkür ettiğimizde ve kutsamalarımızı tüm yaşamla paylaştığımızda, karşılık olarak tüm yaşam da bizi kutsayacaktır.

Copyright © Sandra Ingerman 2014. All rights reserved.

Transmutation News – October 2014 – Turkish

Dönüşüm Haberleri Ekim 2014

Bu ay, uygulamalarla zihinsel kavramlar olarak çalışmak yerine bedeninizi hücresel düzeyde canlandırmak için bazı basit uygulamalar paylaşıyorum. Bu değişimi yaparken, gündelik spiritüel uygulamalarımızı sürdürürken küresel bir topluluk olarak birbirimize bağlılığımız artar. Kolektif alanda ortaya çıkacak daha elle tutulur, enerji ile dolu bir ışık yaratacağız.

Yeryüzü için Şifa çalışmasını temel alan günlük uygulamalarla beraberce çalışmayı sürdürüyoruz. Ve bana ulaşmaya devam eden yazılarınızdan, çalışmayı yapan pek çoğunuzun olumlu sonuçları gördüğünü biliyorum. Aynı zamanda da dünyada karşı karşıya olduğumuz güçlükler ve karışıklıklar da artıyor. Spiritüel çalışmamızı derinlemesine sürdürebilmek, ilhamımızı, odaklanmamızı korumak için biraz itici güce ihtiyacımız olduğunu biliyorum. Daha yoğun olan kolektif enerjiler bizi durdurmamalı. Ben de, çalışmamızı nasıl derinleştirebileceğimiz hakkında rehberlik istemek amacıyla bir yolculuk yaptım. Ve çalışmamıza beraberce itici güç sağlama konusunda rehberlik aldım.

Eylül’de bir gece haberleri seyrediyordum. Haberleri seyretmek ya da okumak, kesinlikle yoğun enerji alanında kaybolmanın yollarından bir tanesi! Başkan Obama kamuoyuna bir açıklama yapıyordu. Dünyadaki hangi krizle ilgili konuştuğunu hatırlamıyorum. Fakat, haberleri seyrettiğimizde dünyanın yıkılıyormuş gibi göründüğünü söylediğini duyduğumda hem şoka uğradım hem de çok şaşırdım. Obama’nın konuşmasından sonraki bir kaç gün boyunca, akşam haberlerinin spikeri sunumuna “dünyanın batışını izlerken” diyerek başladı ve zorluklarla ilgili haberleri anlatarak devam etti.

Elbette ki dünyada olup bitenler nedeniyle herşeyin dağılıp gittiğini algılamayı seçebiliriz. Hem geçen ay hem de önceki Dönüşüm Haberlerinde sizlerden bu çalkantılara bir inisiyasyon olarak bakmanızı istemiştim. Çünkü dünyanın şu anki işleyişi yaşamı desteklemiyor. Bu nedenle de gerçekliğin dokusu çözülüyor.

Bunu bir deri katmanının dökülmesi olarak düşünebilirsiniz. Gezegen üzerinde yaşanan bu zamanı hakkındaki düşüncelerinizi, bir yılanın eski derisini bırakması olarak yeniden çerçevelendirebilirsiniz.

Yıllardır spiritüel öğretmenim olan Isis’in, insanlığın içinde bulunduğu duruma kendimizi kaptırmamamız için bizi teşvik ettiğini sizinle paylaşıyorum.

Boğulan birini kurtarmaya çalışırken diğeriyle birlikte boğulma tehlikesinin hepimiz farkındayız. Dünyadaki güçlüklerin ağırlığı bizi aşağı çekebilir.

Yaşam bize birlikte hareket edebileceğimiz farklı dalgalar sunar. Seçiminizi bilgece yapın!

Bu ayın Dönüşüm Haberlerini yazmak için hazırlık yaparken ilk yolculuğumda, bana pek çok pek çok spiritüel ışık muhafızının olduğu harika bir imaj gösterildi. Bunlar, görevleri dünyayı aydınlatan ışıkları taşımak hem de spiritüel uygulamacıların izleyeceği yolu aydınlatmak olan şefkat dolu yardımcı ruhlar.

Bu ışık muhafızlarıyla bir bağlantı oluşturmak için bir dizi meditasyon ya da şamanik yolculuklar yapın. Bu varlıklar, çalışmamızda ilhamımızı sürdürebilmemiz için çok istekliler. Kim olduğunuz gerçeğini ve hem kendi yaşamınızda hem de gezegendeki yaşam için olumlu yönde değişim gücüne sahip olduğunuzu unuttuğunuzda bu yardımcı ruhların bir ya da birkaçına danışabilirsiniz.

Olağan bilinç durumundan genişleyip, yükselmenize yardımcı bir müzik dinleyin. Ya da davul ritmi veya şamanik müzik CDsi de dinleyebilir ya da kendiniz davul veya çıngırak çalabilirsiniz.

Bir ışık muhafızıyla tanışmaya niyet edin. Işık muhafızlarının topluca gezegene nasıl ışık verdiğinin size gösterilmesini isteyin. Algınızı hangi yollarla bir umut tavrı ve duygusunu kucaklar biçimde değiştiebileceğinize dair öneri isteyin. Dünyanın ve tüm yaşamın ışığını nasıl besleyebileceğinizi sorun.

Bu deneyim yoluyla kazandığınız bilgi ve bilgelik size pek çok düzeyde ilham verecektir ama aynı zamanda da aylık olarak yaptığımız insanlardan oluşan bir ışık ağı yaratma seremonimizdeki çalışmanızı derinleştirmek için de ilham sağlayabilir.

Kendi yaşamınızda ve gezegende ortaya çıkmasını arzu ettiğiniz güç ve enerjiyi kucaklayan bir sözcük seçin. Sizin için derin anlamı olan yalnızca tek bir sözcük seçin. Güzellik, sevinç, bilgelik, yaşam, sevgi, şükran, kahkaha, sağlık, uyum gibi bazı örnekler olabilir.

Diğer spiritüel geleneklerde olduğu gibi şamanizm uygulamasında da sözcüklerin gerçekliğimizi yaratma güçleri olduğunu anımsayın. Söylediğimiz her sözcük evrene yolculuk eden bir titreşim yaratır ve sonra görünmeyen dünyalardan madde dünyasına ve şekle doğar.

Beraber çalışmamızda sözcüklerin gücüyle de çalışageliyoruz. Fakat burada önemli olan şey, sözcüklerle, onlara programlanmış güç ve gerisinde gerçek bir duygu olmadan yapay bir düzeyde çalışmaktan kaçınmak. Çünkü sözcüğün verdiği duygunun hissinin ne kadar derinine inerseniz, rüya görme ve yaratım uygulamalarınız da o denli güçlü olacaktır.

Bu ay, her defasında yalnızca tek bir sözcükle çalışın. Bir sözcük seçin ve yazın ve sunağınıza yerleştirin. Sunağınız çok sade olabilir.
Yere veya bir sehpa üzerine bir örtü ya da kilim serebilirsiniz. Sunağınıza bir mum ve doğadan topladığınız malzemeleri yerleştirin. Geçmişte de yazdığım gibi, sunağınıza sizin için kutsal olan nesneleri yerleştirin. Bir örtünün ya da tabağın üzerine bir mum da koyabilirsiniz.

Bir sözcük seçtikten sonra, gün boyunca bu sözcüğe odaklanın. Bu sözcükle bağlantılı renk, biçim, ses ve hisler üzerine meditasyon yapın. Bedeninizden akmaya başlayan ve hücrelerinizi dolduran renk, ses ve duyguları hissedin. Bunu yaparken, salıverilmesi gereken kendi hissettiğiniz ve kolektif alandan zorlayıcı enerjilerin bir kısmının yerini bu sözcüğün gücü ve enerjisinin aldığını farkedin.

Bu uygulamaya ek olarak, müzik çalın, gözlerinizi kapayın ve bu sözcüğün enerjisini harekete geçirin. Onunla dans edin. Sözcüğün hislerinin sizde hareket ettiğini hissedin. Biraz kağıt ve renkli kalem ya da boyalarla çizim yapın ve sözcüğün sarmaladığı şekil ve rengi ifade edin. Sesinizi kullanarak sözcüğün ses özelliğini tonlayın.

Bu şekilde çalışarak, sözcüklerin gücü ile kolektifteki enerjiyi nasıl değiştirebileceğinizi ve yaratımın gücünü “zihinsel olarak anlamak” yerine hücresel düzeyde nasıl “hissedebileceğinizi” özümseyeceksiniz. Yaratıcı gücü ortaya çıkarmak için fiziksel duyumları ve hissetme duyunuzu harekete geçirmek zorundasınız. Kolektif enerji alanında değişim yaratma etkisi için, kendi enerji alanınızı sözcüğün gücüyle doldurmalısınız. Değişimin gücü buradadır.

Bütün ay boyunca tek bir sözcükle çalışabilirsiniz. Ya da seçtiğiniz sözcüğün gücünü içselleştirdiğinizi ve hücrelerinizin onun gücüyle dolduğunu fark ettiğinizde başka bir sözcükle çalışmaya başlayabilirsiniz. Fakat gücünü tam anlamıyla hissedebilmeniz için her seferinde tek bir sözcükle çalışmanızı öneririm.

Bu uygulamaya ek olarak, yaşamda gerçekten sevdiğiniz basit bir şeyi seçin. Bu en sevdiğiniz meyvenin ya da başka bir yiyeceğin tadı olabilir. En sevdiğiniz görüntü, renk, koku, ses ya da duygu da olabilir.

Gün boyunca bu çok sevdiğiniz şeye odaklanın. Bu duyguyu bedeninizde ve hücrelerinizde hissedin. Enerji alanınızı şükran duygusuyla doldurun ki sizden yayılsın.

Eğer en sevdiğiniz yiyeceği seçerseniz, onu yerken gözlerinizi kapatın. Bu yiyeceğin dokusunu hissedin ve tadına odaklanın. Onu yutarken neler hissettiğinizi ve bu yiyeceğin enerjisinin bedeninizde nasıl hareket ettiğini farkedin. Bu yiyeceğin renginden gelen enerjiye odaklanın. Yiyeceği koklayın ve bu kokuyu özümseyin. Bu yiyecekle bağdaştırdığınız bir ses ya da enerjisinin bir tonlaması var mı? Bu yiyeceği yerkenki duygularınızı hissedin.

Yukarıdaki örnekten, en sevdiğiniz renk ya da imaj, doğadan bir ses ya da dokunmaktan çok hoşlandığınız bir dokuyla da nasıl çalışabileceğinize dair bir fikir almış olmalısınız. Yağmur sonrası ya da kokulu bir çiçeğinki gibi bir kokuyla çalışmayı da seçebilirsiniz.

Sevdiğiniz her bir şey için görme, işitme, koku, dokunma ve tat alma duyularınızı uyandırmaklısınız. Sevdiğiniz tek bir basit şeyle duyularınızı canlandırabileceğiniz için bedeniniz de uyanır ve şükranın algınızı nasıl tümüyle değiştirdiğinin gücü ile doldurur. Aynı zamanda, kolektif enerji alanını da değiştirir. Fakat değişimi tam güçle desteklemek ve kucaklamak için sevdiğiniz şeyin tam duyusal algı deneyimini yaşamalısınız. Geniş kapsamlı bir pozitif enerji alanı inşa etmelisiniz.

Ve eklemenizi istediğiğm son egzersiz de gece uyumadan önce dünyaya birkutsama, bir hayır duası etmeniz. Spiritüel bir ışık muhafızı ile tanışma, bir sözcüğün ve sevdiğiniz bir şeyin duyusal gücünü sarmalama uygulamalarını kendinizi vererek yaparsanız, titreşim ve frekansınızın değiştiğinizi hissedeceksinizdir. Kendinizi aynı anda hem daha genişlemiş hem de daha somut hissedeceksinizdir. Ve pek çok çeşit spiritüel enerji ile temas ettiğiniz için küresel topluluğumuzla daha güçlü bir bağlantı hissedeceksiniz.Bu yüzden, dünya için kutsamalarınızı söylerken, kutsamalarınızın enerjisi topluluğumuzdaki diğerlerininki ile birleştiği için bir rezonans deneyimleyeceksiniz.

Dolunay ve tam ay tutulması 8 Ekim’de. Bu ay sizinle paylaştığım uygulamaları yapmanız, İnsanlardan Oluşan Bir Işık Yarattığımız dolunay seremonimizle olan bağlantınızı da derinleştirecektir.

Günlük etkinlikleriniz ve düşüncelerinizden uzaklaşmak ve olağan dünyayı bir kenara bırakarak hazırlanmak için ihtiyacınız olan zamanı ayırın.Bu, sizin gezegene ve tüm yaşama hizmet etmek ayırdığınız bir zaman.

Transfigürasyon uygulamanızı gerçekleştirin ve ışığınızı, topluluğumuzun ışığı ile birleştiğini deneyimleyerek, yayın. Bu ışığın yeryüzünün içinde ve çevresinde aktığını ve yaşayan tüm varlıklara dokunduğunu hayal edin. Haydi yeryüzünde parlak ve canlı bir ışık ağı örmeyi sürdürelim.

Eğer Dönüşüm Haberlerini okumaya yeni başladıysanız, dolunay seremonimizin detayları için lütfen “İnsanlardan Oluşan Bir Işık Ağı Yaratmak” başlıklı yazıyı okuyun.

Bu ay sizinle paylaşmış olduğum uygulamaları, yaşam kalitenizi artırma ve gezegene hizmet amaçlı çalışmanıza daha çok güç ve enerji katmak için lütfen günlük yaşamlarınıza katın.

Copyright 2014 Sandra Ingerman. All rights reserved.

Transmutation News – August 2014 – Turkish

Dönüşüm Haberleri Ağustos 2014

Biliyorum ki gezegenin pek çok yerinde süren şiddeti ve iklimsel olaylardan etkilenen yaşamları gördükçe kalplerimiz de oralara uzanıyor. Kalplerimizi birleştirmeye ve sevgi ve ışık yaymaya devam ederken, çekilen acı ve zayıflığa odaklanmak yerine etkilenen yaşamlardaki ruhsal gücü algılamayı sürdürüyoruz.

A Fall to Grace adlı kitabımın okuyucularının ısrarı üzerine, bu kitabın devamı olarak bir öykü yaratıyorum. Ve bu süreç benim için çok ilginç ve birşeyleri açığa çıkarıcı oldu. Çalışmakta olduğum şeyin bir bölümünün kendi yaşamlarınız üzerinde düşünmek için sizde istek uyandırabileceğini düşünüyorum.

A Fall to Grace vizyoner bir roman. Kitap kendi hayatımdaki olaylar, rüyalar ve yolculukları temel alıyor. Buna tek istisna kitabın başlangıcında, ana karakter olan C Alexandra’nın kanserli bir tümörün alınması için ameliyatta olduğu sahne.

Grip olmuştum ve çok yüksek ateşim vardı. Rüyayı gördüğümde yatağımda uyuyor ve iyileşmeye çalışıyordum. Rüyamda, uzun beyaz saçlı ve çelik grisi gözlü bir adam belirdi ve öyküye nasıl başlamam gerektiğini anlattı. Sonra kalkmamı ve kitabı yazmaya başlamamı söyledi. Rüyamda onunla tartıştım ve itiraz ettim. Ona hasta olduğumu söyledim. Israrlıydı ve bana kalkıp yazmamı söylemeye devam etti.

Sonunda kendimi derin uykudan uyandırdım ve kalktım, biraz kağıt aldım ve kitabın ilk sayfasını yazdım. Bana kitaba C Alexandra’nın ameliyatı ile başlamamı söyleyen rüyadaki bu ruhtu.

Aslında hiç ameliyat ya da kanser olmadım. Ama yine de yazdım. İlk 3 sayfayı yazmamı takip eden 5 yıl boyunca hikayenin kalanı ortaya çıkmadı. Belli ki içimde birşeyler büyüyordu ve kitabın kalanının ortaya çıkması için beklemem gerekliydi.

Kitabın devamı için söz vermiştim ve o sözü yerine etirmedim. Sözlerini yerine getiren biri olarak, bu bana uyan bir şey değil. Aynı zamanda kitabın devamını da zorlayamam. Hikaye uygun zamanda anlatılacak.

Devam kitabı için içimden gelenleri yazmak için henüz “kalemi kağıda değdirmedim.” Fakat kafamda karakterleri ve öyküyü aktif olarak geliştiriyorum.


A Fall to Grace’in aksine, devam kitabı benim hayatımı temel almayacak. Başka bir gerçeklik boyutunda yaşayan C Alexandra hakkında tamamen bir kurgu olacak.

Hikaye ve karakterleri bayağı geliştirmiş durumdayım. Aslında Sounds True ve Inner Traditions tarafından 2015’te yayınlanacak iki kitabın yayına hazırlama sürecini tamamlamayı bekliyorum. İçimde derinlerden akan hikayeyi yazmak için sadece biraz zamana ihtiyacım var.

Çok ilginç bulduğum ve paylaşmak istediğim şey şu: C Alexandra’nın diğer boyuttaki hayatı hakkında hayal kurarken bazen kendimi geriye doğru bir adım atmış, yarattığım bir karakteri veya kitaptaki bir olayın hangi yönde geliştiğini sorgular buluyorum.

Kendimi C’nin hayatına büyük acı getirmek üzere olan ve muhtemelen onun kalbini kıracak bir karakteri yaratırken bulabiliyorum. Ve o zaman da durup kendime sorular soruyorum, “Bu senaryoyu sürdürmeyi gerçekten istiyor musun? Şimdi C’nin hayatına böylesine karanlık bir karakteri sokmak istediğine emin misin? Ve hikayeyi sürdürürsen, bunların C’nin dünyasında gerçekleşmesini istediğine emin misin?”

Tekrar düşünüyorum. C’nin yaşamın sevinçlerini deneyimlediği bir hayatı yaşamasını istiyorum. Aynı zamanda da yaşamın zorlukları ve inisiyasyonları ile gelen derin dersleri deneyimlemesini de istiyorum. Bu yüzden zorlukları C’nin yolundan kaldırmaya çalışmıyorum.

Fakat bazen hikayenin gidişi öyle yoğunlaşıyor ki kalbimin bu hikayenin devam etmesini istemediğimi söyleyecek kadar acıdığını hissediyorum. Ve o karakteri ve olayları kafamdan siliyorum.

Kitaba öylesine yoğunlaşmış durumdayım ki yarattığım hikaye ve karakterler son derece gerçek hale geldiler. C Alexandra’nın rüyası ve hayatına gerçekten giriyor ve orada yer alıyor gibiyim. Bu, yaşamayı istediğiniz rüyayı yaratma hakkında sizinle paylaşmış olduğum anahtar adımlardan biri.

Bu bizi Haziran ayı Dönüşüm Haberleri’nde senaryoyu yırtmak ile ilgili olarak yazdıklarıma geri götürüyor.

Çünkü zamanın başlangıcından beri şamanlar ve mistikler bu dünyanın rüya olduğunu öğretirler. Şimdi bir adım geri gidip şunları derinlemesine düşünmenin zamanıdır:

– Olay örgünüzdeki belirli karakter, olay ve durumları neden yarattınız? Hayatınızdaki her olayın anlamı vardır. Onu neden çağırdınız?

– Yaşamınızdaki olaylardan ne öğrendiniz? Ve hikayenizin yönünü, içindeki karakterleri ve sonucu nasıl değiştirmek isterdiniz?

– Gündüz düşlerinizle yaratmış olduğunuz hayat öykünüzün gücünü düşünerek, düşleyerek var ettiğiniz senaryo ve karakterleri nasıl değiştirirdiniz?

“Shamanic Visioning: Connecting with Spirit to Transform Your Inner and Outer Worlds”de paylaştığım egzersizlerden biri şu: Sounds True tarafından 2015’ye yayınlanacak olan Walking in Light kitabımda da bunu paylaştım.

Eğer şamanik yolculuk yapmayı biliyorsanız, bu çok etkili bir yolculuk. Fakat bunu bir meditasyon olarak da yapabilirsiniz.

Olağan yaşamınızın dikkat dağıtıcı unsurlarını geride bırakmak için hazırlık çalışmanızı yapın. Yürüyüş yapabilir ve zihninizi temizleyebilirsiniz. Ya da egosal düşüncelerinizi ortadan kaldırmak ve ruhun sevgisine kendinizi açmak için dans edebilir, şarkı söyleyebilir ya da meditasyon yapabilirsiniz.

Şamanik ritm eşliğinde gizli alemlere yolculuk yapın. Niyetinizin ve imajinasyonunuzun sizi Düşler Ülkesine götürmesine izin verin. Oraya vardığınızda Gündüz Düşlerinin Üstadı ile görüşmek istediğinizi belirtin.

Kendisinden, gün boyunca kurduğunuz hayallerin şu anda yaşamakta olduğunuz hayatı nasıl yarattığını göstermesini rica edin. Yaşamınızdaki karakterleri inceleyin. Gündüz düşleriniz ile yaratılan senaryo ve olayları öğrenin.

Gündüz düşlerinizi ve böylelikle de yaşam öykünüzü nasıl değiştirebileceğiniz konusunda rehberlik isteyin. Kendinize anlattığınız hikayenin, yaşadığınız hayat olarak size döndüğünü anımsayın.

Neville şöyle der “Tüm dünya sizin dışa vurumunuzdur.”

Florence Scovel Shinn “Yaratım bizden gelir, bize gelmez” demiştir.

Yazgımızın, aynen yaratıcımız gibi ruhu şekilde tecelli ettirmek olduğuna gerçekten inanıyorum. Ve yaşamımız da bunu yapmayı öğrendiğimiz bir süreç. Otomatik biçimde devam edebilir ve düşünce ve sözcüklerimizin forma dönüşen görünmez enerjiler oldukları olgusuna farkındalığımızı kaybedebiliriz.

Daha önce de yazmış olduğum gibi, beslediğimiz büyür. Ve sizden sürekli içsel bahçenize hangi tohumları ektiğinizi incelemenizi isteye geldim.

Gündüz düşleriniz ve düşleyerek var ettikleriniz hakkında derinlemesine düşünerek, bu öğrendiklerinizi daha derin bir düzeye taşıyın.

Yapmanızı istediğim tüm spiritüel çalışmaları kendim de yaptığım için, bu egzersizin pek kolay olmadığının farkındayım. Gündüz düşlerinizin hayatınızdaki etkisi hakkında bilinçli olmak kolay bir konu değil. Ayrıca, belirli insan ya da olayların hayatınızda neden karşınıza çıktıkları da daima net olmayabilir. Önerdiğim egzersizi söylemesi yapmaktan kolay.

Fakat hayatınızdaki basit birşeyi anlamanıza yardım edecek ufacık bir ipucu bile bulabilirseniz, bu iyi bir başlangıçtır. Tüm yaşam senaryonuza bakmaya çalışmayın. Açık olun ve yaşamınıza girmiş olan bir insan ya da olayın size nasıl kıymetli bir ders vermiş olduğu konusundaki noktaları birleştirmeye çalışın. Ve yaşamınızda senaryoyu değiştirmeye yarayacak küçük bir değişiklik yapıp yapamayacağınız konusunda derinlemesine düşünün.

Kolektif rüyanın ivmelendiğini hissediyorum. Tüm yaşam, açgözlülük, nefret ve hakimiyet kurma temelli davranışlardan derinlemesine etkileniyor. Kolektif rüya son derece yoğun ve somut. Ve elbette spiritüel öğretilerden yola çıkarak, kolektif rüya bizim kişisel rüyamız. Ve senaryomuza yaptığımız her küçük değişiklikle onu yeniden yazıyoruz ve şu an geçerli olan rüyayı değiştirmek için yaptığımız her katkı çok değerli.


Mektuplarım postanedeki bir posta kutusuna geliyor. Ve postaneye gidip mektuplarımı almak günlük rutinimin bir parçası. Postaneye gelen insanlar farklı bilinç durumlarında oluyorlar. İnsanların kızgın, sinirli, öfkeli, üzgün, acele içinde ve bazılarının da huzurla bu alana girdiklerini görüyorum.

Mektuplarımı aldığım sırada bir yabancı ile sohbete başlamak benim için olağan dışı bir durum değil. Bir gün, postanede pencerenin yanında bir yerde mektuplarıma bakıyordum. Yanımda durmuş mektuplarını okuyan bir adam vardı. Onunla dostça sohbet etmeye başladım. Bunu yaparken, gözlerinin az da olsa parlamaya başladığını görebiliyordum. Oysa biraz önce çok ciddi görünüyordu.

Mektubumu okumayı bitirdiğimde bu adama hoşçakal dedim. Gözlerimin içine bakarak bana “günümü aydınlattığınız için teşekkür ederim” dedi.

Söylediklerinin gerisindeki enerji o derece samimiydi ki sözlerinin bende zaman zaman yankılandığını duyabiliyorum.

Varlığımızla diğerlerinin enerjisini değiştirebiliriz ve bir kişinin o gün görmekte olduğu rüyayı değiştirmesine de yardımcı olabiliriz. Bir başkasının dünyasını aydınlatarak, onun rüyasına sevgi ve ışığı götürebiliriz.

Dolunay 10 Ağustos’ta. Haydi enerjilerimizi kolektif rüyayı sevgi, ışık, barış ve uyum ile dolu bir rüya olarak yeniden yazmak için biraraya getirelim. Bunu, yeryüzünün içi ve çevresinde insanlardan oluşan bir ışık ağı yaratarak yapıyoruz. Bunu, yeni bir dünyayı düşleyerek var etmek için kalplerimizi ve ilahi ışıklarımızı birleştirerek yapıyoruz.

Eğer Dönüşüm Haberleri’ni okumaya yeni başladıysanız dolunay seremonimizin detayları için ana sayfadan “İnsanlardan Oluşan Bir Işık Ağı Yaratmak” başlıklı yazıyı okuyunuz.

Copyright 2014 Sandra Ingerman. All rights reserved.

Transmutation News – July 2014 – Turkish

Dönüşüm Haberleri Temmuz 2014

Yakın zamanda bir gece yarısı çok büyük bir kavrayış yaşadım. Deneyimimi, sizde bir uyanışı harekete geçirebilir düşüncesiyle, paylaşmak istiyorum.

Size öncelikle deneyimime ilham vermiş olabileceğini hissettiğim geri planda olanlarla ilgi bilgi vermek istiyorum.

Geçtiğimiz birkaç ayda birkaç arkadaşım, öğrencim ve akranım öldüler. Ölüm çevremdeydi ve ben de benimle aynı yaşlarda olan kaç kişinin bu varoluş düzeyini terkettiği hakkında derinlemesine düşünüyordum. Bunun beni, ortaya çıkan bilinçli duygularımın altındaki derin bir düzeyde etkilemiş olduğuna eminim.

Buna ek olarak, kolektifin çevreye ve tüm yaşama karşı yoğun davranışı da benim için gitgide zorlayıcı hal aldığını da hissediyorum. İnsanlar kendilerini gelişmiş bir tür olarak tanımlamalarına rağmen, aç gözlülük ve şiddetin düzeyi değişmiyor.

Daima hassas biriydim ve insanların bilinçsiz davranışlarından etkilenmek benim için yeni bir sorun değil. Çoğunuzun da böyle hissettiğinizi tahmin edebiliyorum. Öğrettiğim spiritüel uygulamaları uygulamaya devam ediyorum. Bu uygulamaları gün boyunca, egom/kişiliğim gözlemlediklerimden dolayı tetiklendiği zamanlarda yapıyorum. Ve bu da bana daha olumlu bir farkındalık düzeyine geçmek için yardımcı oluyor.

Her zaman bir “işçi arı” olmak için doğduğumu hissetmişimdir. Çalışmayı sürdürmemi sağlayan güçlü içsel bir yaratıcı aleve sahibim. Ve bu yaratıcı alev beni danışanlarla çalışmaya ve diğerlerine daha bilinçli bir yaşam sürdürmeleri için ilham verme umuduyla yazmaya ve öğretmeye yönlendirdi.

Beni tanıyanlar, benimle çalışmış olanlar ve aylık yazılarımı okuyanlar ne kadar çalışkan olduğumu bilir. Kendimi işime her düzeyde adamış durumdayım. Ve tahmin edebileceğiniz üzere, bu her zaman yararıma olan bir durum da olmadı. Fakat, aynı zamanda, içimden gelen şey bu ve ben de bunu yaptım.

Tüm bu arka plan bilgisine ek olarak, ergenlik ve yetişkinlik yıllarımın çoğunda depresyon ve sevinç dalgalarıyla başa çıkmakla uğraştığımı da söylemeliyim.

Bütün bunları, sık sık hayatın anlamını sorguladığımı söylemek için yazdım.

Mayıs sonu bir gece yarısı uyandım. Açıklaması zor bir değişmiş ve kendimin farkında gibi bir durumdaydım. İki dünyanın arasındaydım. Uyumuyordum ama uyanık da değildim. Bu durum belki de bir dakika kadar sürdü. Bu uyanık rüyada hayatımın anlamının farkındalığına bütünüyle ulaştım.

Benim için en önemli olan şey yeryüzündeki güzel yerleri ve manzaraları görme fırsatına sahip olmaktı. Seyahatlerimde pek çok güzel yeri görme fırsatım oldu. Ve medya sayesinde, yeryüzünde bulunan fiziksel olarak gidip göremeyeceğim olağan dışı yerlerin fotoğraf ve videolarını görebildim. Geçmiş yaşamlarımın hiçbirinde böylesine renkli manzaraları ve bu denli çok sayıda özgün yaşam formunu görme fırsatına sahip olmadığımın farkındaydım. Çünkü uzak geçmişte dünyanın dört bir yanında çekilmiş fotoğrafları görme olanağı yoktu.

Yeryüzünün olağanüstü güzelliğini görebilmek benim için en anlamlı şeydi.

İkinci olarak da sevgiyi deneyimledim.

Ve son olarak, yaşamlarının sonunda ebeveynlerime bakabilmiş olmak kendi yaşamıma derin bir anlam kattı.

Hayatıma anlam veren bu üç şeyin farkındalığını kazandıktan sonra, gece boyunca süren derin bir uykuya daldım ve ilginç rüyalar gördüm.

Uyandığımda bu deneyimden derin bir biçimde etkilenmiş durumdaydım. Çünkü bu deneyim, gece yarısı uyanıp rasyonel ve entellektüel düzeyde birşeyleri düşünmek gibi sıradan bir deneyim değildi. Bu farkındalığa ulaştığımda derin bir ruhsal durumdaydım ve bunu bedenimdeki tüm hücrelerimde hissettim.

Spontan ve büyük spiritüel gerçekleri deneyimlediğim ve derin bir içsel değişim yaratan yeni bir bilinç düzeyinin hücresel farkındalığıma işlediği ölüme yakın deneyimlerim gibiydi.

Uyandıktan sonra gece olanlar hakkında derinlemesine düşündüm. Hizmet işlerimin hayatıma anlam verenler arasında olmayışı benim için sürpriz oldu. Elbette ki danışanlarım, öğrencilerim ve genelde kollektifle paylaşmış olduğum armağanlarımı biliyor ve kabul ediyorum. Fakat derin bir düzeyde bu, hayatıma anlam veren şeylerden biri olarak kendini açığa vurmadı.

Yaşamının sonundaki pek çok insanla çalıştım. Ve tekrar tekrar aynı şeyi duyuyorum. İnsanlar genellikle yaşamlarında nelere öncelik verdikleri hakkında düşünüyorlar. İnsanlar, genellikle onlar için en önemli olduğunu hissettikleri basit şeylerden bahsediyorlar. Yaşamın sonunda “iyi çalışmalar” hakkında düşüneni çok nadir gördüm. Ve keşke daha çok çalışsaydım diyene de hiç rastlamadım.

Dönüşüm Haberleri Haziran sayısında bahsetmiş olduğum “senaryoyu yırtma” konusu ile bağlantılı.

Bu yoğun değişim zamanında, ruhumuz için önemli olana mı yoksa yapmamız gerektiğini düşündüğümüz şeye mi odaklanıyoruz?

Pek çok öğretmenin hayatımızı sanki ömrümüzün sonundaymışız gibi incelememizi önerdiğini biliyorum. Şimdi değişiklik yapmak için yaşamınızdaki öncelikleri yeniden belirlemek önemli.

Bu ay yaşamınıza anlam veren basit şeyler hakkında bir yolculuk ya da meditasyon yapın. Sizin için gerçekten anlamı olan şeyleri yaptığınızdan emin olmak için hayatınızda ne gibi değişikliklere giderdiniz?

Bu açık ve yükselmiş durumda almış olduğum öğretilerden diğeri ise kendi güzelliğimize odaklanmamızın önemi. Çünkü yeryüzündeki farklı manzaraların güzelliklerinin nasıl benim içsel güzelliğimin yansıması olduğunun gösterildiğini hissediyorum.

Diğerleri ile olan çalışmalarımda kendi güzelliğimizi ne kadar az teslim ettiğimiz, benim için genellikle çarpıcı olur. Topluca, kendimizi kolektifin dışsal güzellik tanımı ile tanımlıyoruz. Ve bahar ve yaz aylarında bir çiçeğin açması gibi ruhumuzun güzelliğinin açmasına izin vermeyi unutuyoruz.

İlahi ışığımızı yaymaya devam ederken, her birimizin içinde yatan derin ve gerçek güzelliği de teslim etmeliyiz. Dışımızdaki dünyada bizi saran doğanın güzelliğinin yansıttığı gibi, içimiz de güzel.

Yakın bir dostumdan, “aşağısı yukarısı gibidir” öğretisiyle ilgili düşüncelerini paylaştığı bir mesaj aldım.

Astrolojik açıdan bunun Yeryüzü ile Gökyüzü arasında bir sebep sonuç ilişkisi kurmadığını yazıyordu. Öğretinin yaptığı vurgu İki Varlık’ın birbirine baktığı zamanki karşılıklı ilişki ve aynalama, yani her birinin diğerinin gözündeki yansıması. Yeryüzü Gökyüzü’nde olanı ve Gökyüzü de Yeryüzü’nde olanı yansıtır.

Onun sözleri içimde, diğerlerinin gözlerine ve dünyaya bakmak ile ilgili düşüncelerle birlikte birşeyleri harekete geçirdi. Çünkü bakışımızı değiştirir ve herşeydeki ışığı görürsek, bize yansıyan da bu olacaktır.Ve bu da zamanın başlangıcından bu yana taşınmış kadim bir bilgeliktir.

Daha önce bu konuda yazdığımı biliyorum. Fakat diğerlerinin gözlerine baktığımızda odağımızı kaybetmemek çok önemli. Tüm yaşamın gözlerindeki ışığı görebildikçe, algımızı değiştirerek gerçekliğimizi değiştiririz.

Farkındalığınızı yükseltin ve diğerlerinde ve dünyada gördüklerinizi nasıl yargıladığınız hakkında bilinçli olun. Hastalık ve/veya acıyı ya da tüm yaşamın parçası olan parlak spiritüel ışığı görmek arasında daima tercih yapabiliriz. Bu çalışmaya daha çok odaklandıkça, yaşamın diğer boyutlarında daha derinlere yolculuk edebilirsiniz. Çünkü güzellik boyutu tüm zamanlarda mevcuttur.

Dolunay 12 Temmuz’da. Dolunay seremoninize içinizdeki ve çevrenizdeki tüm yaşamdaki güzellik hakkında derinlemesine düşünerek başlayın. Doğanın ve yeryüzünün fotoğraflarına bakın ve ne kadar muhteşem bir gezegende yaşadığımızı takdir edin.

Yaşamın güzelliğini takdir etme noktasında, sizi ilahi ışığınızdan ayıran ne varsa bırakmak için transfigürasyon uygulamanızı yapın. Aynı uygulamayı yapan küresel topluluğumuzun güzelliğine odaklanırken, bu ilahi ışığınızla parlayın. Bu güzelliği hayal edin ve dünyanın içinde ve çevresinde, yaşamakta olan her varlığa dokunan, saran ve birbirine bağlayan bu parlak ışık ağına bakın.

Dönüşüm Haberleri’ni okumaya yeni başladıysanız, dolunay seremonimizin detayları için lütfen ana sayfadaki “İnsanlardan Oluşan Bir Işık Ağı Yaratmak” başlıklı yazıyı okuyunuz.


Duyurular:

Birkaç ay önce “Crazywise” adlı bir film hakkında yazmıştım. Phil Borges, akıl hastalığı ile çalışmanın alternatif yolları hakkında etkileyici bir belgesel yarattı.

Akıl hastalığının tedavisinde alternatif yolları keşfeden CRAZYWISE filmindeki görüşmemin bir bölümünü bu adresten izleyebilirsiniz: http://bit.ly/1pfZvjN

Simin Uysal Türkiye’de bir yazar ve şamanik öğitmen Yeni bir web sitesi var. Adresi www.samanizmveruyalar.com

Şimdilik yalnızca Türkçe. Simin’in Türkçe ve İngilizce bloglarına linkleri, şamanizm ve aktif rüya ile ilgili bilgi ve makaleler, workshop ve aktif rüya çemberlerinin duyurularını ve Yeryüzü için Şifa hakkında bir sayfayı içeriyor.

Copyright 2014 Sandra Ingerman. All rights reserved.

Transmutation News – June 2014 – Turkish

Dönüşüm Haberleri Haziran 2014

Şiddet, aç gözlülük ve diğerlerine insanlık dışı davranış öyküleri arttıkça yerel ve dünya haberleri de giderek daha fazla tedirginlik veriyor. Bu davranışlar daima mevcuttu. Modern iletişim ile küresel haberlere daha fazla erişebiliyoruz.

Olumlu tarafı, yerel ve küresel toplulukların olup bitenlere karşı seslerini duyurmalarına neden olması. Ve birlik içinde ve güçlü biçimde birarada duran topluluklar yoluyla değişimin gerçekleştiğini görüyoruz ve görmeye devam edeceğiz. Bireysel olarak liderlerden, tüm yaşama eşit davranma, saygı ve onurlandırma dolu bir yaşamı gerçekleştirmek için gereken değişimi gerçekleştirmelerini bekleyemeyiz.

İnsanların birbirlerini desteklemek ve yardımlaşmak için topluluklarda biraraya geldiklerini görmek güç verici. İnsanları bu şekilde biraraya getiren şeyin travma olması üzücü. Fakat büyüme ve evrimi daha çok insanın artık yalıtılmış biçimde yaşayamayacaklarını hissetmesi ile görüyoruz. Yardımlaşma ve dayanışma dişil prensibi ile ilgili yeni bir vizyon ortaya çıkıyor.

Sizinle paylaşmış olduğum uygulamaları kullanarak spiritual bir topluluk olarak beraberce çalışmaya devam ediyoruz. Bazı uygulamalar ilk bakışta çok basit görünüyor. Bazı kişiler ilk bakışta çok basit olan uygulamaların yeni başlayanlat için olduğu algısına kapılıyorlar. Çoğumuz basit uygulamaları yeni başlayanlar ve karmaşık uygulamaları ileri çalışmalar ile ilişkilendiriyoruz.

Bu gerçekten yanlış bir algılama. Spiritüel gelenekleri çalışanların çoğu uygulamalarla yeterince uzun zaman çalışmıyor ve ödüllerini alacak sebata sahip değil. Spiritüel topluluğun içinde dışarıdan daha güçlü görünen karmaşık seremoni ve uygulamaları arayanlar sürekli olarak var.

Önemli olan, ruhunuza hitap eden yolu buluncaya dek aramayı sürdürmek. Ve bu yolu bir kere bulduğunuzda önemli olan ona sadık kalmak, çalışmalarda derinleşmek ve dışarıdan daha güçlü görünen yollarla dikkatinizi dağıtmamak. Tüm spiritual yollar aynı yere götürür. Anahtar, çalışmaları yapmaktır.

Çoğumuz şamanik şifa seremonileri ile çalışmayı seviyoruz ve bunu yaparken bir esrime durumu deneyimliyoruz. Fakat şamanik bir yaşam biçimini gündelik olarak güçlendirmezsek, uyguladığımız şifa seremonilerinin gerçekten kalıcı bir etkisi olmaz.

Şamanik kültürlerden kalan basit uygulamalar büyük dönüşümler yaratmak için güçlü yollardır. Fakat paylaştığım material ile çalışırken sizin de keşfetmiş olduğunuz gibi,çok katmanlıdırlar. Kendinizi, yolun sevinçle dolu olduğu ve yürümenin kolay ve güzel olduğu bir maceranın içinde bulduğunuz zamanlar mevcut.

Sonraysa yolunuzda engeller beliriyor. Bu engeller, görülmesi, keşfedilmesi ve şifalanması için açığa çıkan bilinçaltınızdaki çalışılmamış konular olabilir. Kolektif enerjiler bilinçli bir yaşam tarzını sürdürmeniz için sizi desteklemiyor olabilir. Sevdikleriniz, aileniz, dostlarınız ve iş arkadaşlarınız ile ilişki dinamikleriniz sizi yolunuzdan edebilir ve çalışmayı sorgulamanıza neden olabilir. Düşlerimizden vazgeçmemizi, trans durumunda kalmamızı ve standartlara uymanızı talep eden kolektif enerjilerle ilişkinizi sürdürürken de aynısı olabilir.


Sizinle paylaştığım uygulamalarla çalışmayı sürdüren pek çoğunuzdan, hem çalışmalardan elde ettikleri faydaları hem de yolda kalmanın zorluklarını bildiren haberler alıyorum.

Size kendilerini gösteren engelleri kaldırmak için basit seremoniler yapın. Kendinizi vazgeçer durumda ve sağlıklı bir yaşam biçimini yaratmanın mümkün olmadığını düşünür olarak bulduğunuzda, inançlarınızı bir kağıda yazın. Onları spiritüel çalışmanızda kullanabileceğiniz bir kasenin içinde yakın. Ya da inancın gücünü salıvermek için niyetinize odaklanırken bir sopayı kırdığınızı düşünün. Doğal malzemelerle, engelleyici bir inancınızın gücüyle doldurulmuş, küçük bir nesne yapın ve uzaklaşması için suya bırakın. Bir sabun balonu şişesi alın ve sabote edici tüm düşünce ve inançları havaya üfleyin.

Bloke eden inançları bir elemente aktarırken, salıverdiğiniz enerjiyi sevgi ve ışığa dönüştürmeyi unutmayın. Bu şekilde elementleri, kendinizi, diğerlerini ve yaşam ağındaki herşeyi sevgi ve ışık dolu enerjilerle beslersiniz.

Birkaç hafta önce çok etkileyici bir rüya gördüm. Rüyada bir konferansa katılıyordum. Konferans pek iyi gitmiyordu ve organizatörler benden maskemi ve kostümümü giyerek spiritüel öğretmenim olan İsis ile birleşmemi istediler. İsis’in bilgeliğini grupla paylaşmasını istiyorlardı.

Rüya çok karmaşıklaştı ve zengin sembolizmle doluydu. Sizinle paylaşmak istediğim bir bölümü var. Sahneye çıkmak için hazırlanıyordum. Fakat kostümümün üzerine bir kazak giymiş olduğumu farkettim. Kazağı çıkardım fakat altında bir kazak daha vardı. Pek çok katman kazak giydiğimi fark edene dek kazakları çıkarmayı sürdürdüm.

İlahi olan doğamızdan yaşamak için kaldırmayı sürdürmek zorunda olduğumuz katmanlar hakkında bir anlayışla uyandım. Çünkü İsis benim içsel ilahi ışığımı temsil ediyor. Fakat giymiş olduğum pek çok katman “elbise” nedeniyle, halk arasında ilahi ışığımı gerçekten gösteremedim. Bu bana, ilahi ışığımızın dünyada parlaması için kaldırmayı sürdürmemiz gereken düşünce, tavır ve inançları temsil etti.


Görünmeyen aleme yolculuk yaptım ve 21 Haziran’daki gün dönümünü kutlaması için yazılacak bir mesaj olup olmadığını sormak için bir çağrıda bulundum.

Açık biçimde duymuş olduğum mesaj “Senaryoyu yırt!” idi.

Daha sonra spiritüel öğretmenim İsis belirdi ve ondan daha fazla bilgi istedim. Bana yeryüzü ve yaşam ağındaki herşey için yeni bir düşü hep birlikte yaptığımız düşleme çalışmasının gücünü yeniden anımsattı.

Dünyanın genelinde, şu anda yaşadığımız hayat kolektifin yazmış olduğu senaryoyu temel alıyor.

Senayoyu değiştirme, elbette sürdürdüğümüz bir çalışma. Fakat gayretli olmalı ve meydana gelmesini istediğimiz hayatı yaratmak için çalışmayı sürdürmeliyiz. Bu ise, yoğun kolektif enerjiler birlikte yaratmakta olduğumuz düşün gücünün farkında olmadığından dolayı, disiplin ve sebat gerektirir. Çünkü her hayalimiz, sahip olduğumuz düşünceler ve söylediğimiz sözcükler içinde düşleyerek yarattığımız dünyayı yaratıyor. Ve toplum olarak düşleyerek yarattığımız hayallerin, düşüncelerimizin ve sözcüklerimizin gücüne odaklanmıyoruz. Şu anki düş artık sağlık ve esenlik durumunu desteklemiyor.

İsis benimle, hepimizin oynamakta olduğumuz senaryoyu yırtıp atmak için eylemde bulunmasının önemli olduğunu paylaştı. Hepimizi gündönümünde bu çalışmayı birlikte yapmak için cesaretlendirmek isterim.

Bazı önerilerim şöyle:

Eğer içinizden geliyorsa sona ermesini istediğiniz davranışlarla ilgili senaryolarınzı yazın.

Eğer tüm senaryoyu yazmak için çok meşgulseniz, sona ermesini istediğiniz şeyleri nefret, savaş, aç gözlülük ya da suistimal gibi bir ya da birkaç sözcükle yazın.

Birkaç sanatsal malzeme edinin. Boya ya da kalemler kullanabilirsiniz. Bırakılmasını istediğiniz ne ise resmini yapın. Örneğin, suyu kirleten petrol resmi yapabilirsiniz.

Ya da artık cisimleşmesini istemediğiniz enerjileri temsil eden kaotik çizgileri çizmek ya da boyamak için renkler kullanabilirsiniz. Bırakılmasını istediğiniz enerjileri dışavururken gözlerinizi kapayın ve çizim ya da boyama yapın.

Gün dönümünde, çalışmak istediğiniz alanı iç ya da dış mekanda hazırlayın. Çalışmamıza tanıklık eden ve destekleyen şefkatli ruhları içtenlikle karşılayın. Bir mum ve çiçekler, özel taşlar, kristaller gibi kutsal nesneler ya da size hitap eden doğal malzemelerle bir sunak oluşturun. Müzik, davul, çıngırak çalabilir ya da şarkı söyleyebilirsiniz.

Sizi ruhunuzun gücünün daha çok farkındalığını sağlayan uygun ruhsal duruma geldiğinizde, kolektif senaryoyu temsil eden kağıdı yırtın.

Alternatif olarak, bir sopayı şu anki kolektif düşün senaryosu ile yükleyebilir ve sonra kırabilirsiniz. Ya da doğal bir nesnenin içine üfleyebilir ve şu anki senaryoyu yok etmeye odaklanırken suya bırakabilirsiniz. Elbette birşeyi ateşte yakmak güçlü bir çalışma yöntemidir zira ateşin gerçek doğası dönüştürmek ve değiştirmektir.

Hayalgücünüzü kullanın ve kolektif düşün şgeçerli senaryosunu yırtın.

Bunu aynı günde hep birlikte yaparak, suistimalci ve sağlıklı olmayan bir yaşam biçimine “Hayır” demek için enerjilerimizi birleştiriyor olacağız.

Kolektif alanda olumlu düşünceler, sözcükler ve düşlerşe doldurabileceğiniz bir alanın açıldığını hissedin. Alanı sevgiyle doldurun.

Yazma, çizim, resim veya bir el sanatı kullanarak yeni senaryonun, yeni düşün gücünü getirecek bir nesne yaratın. Yardımcı ruhların, ruhsal dostların ve topluluğumuzun kolektif enerjisi ve ile güçlenmesi için bunu sunağınıza yerleştirin.

Yeni düşü şarkı olarak söyleyebilir ya da dans edebilirsiniz.

Rüya görme çalışmanızı sürdürmeye kendinizi adayın. Yaşamayı istediğiniz dünyayı tüm duyusal farkındalığınızla hayal edin. Bu düşe adım atın ve ondan yaşayın.

Bilin ki rüya çalışmanız fiziksel dünyayı etkiler. Çünkü yaşamınızda fiziksel form olarak meydana gelmiş herşey ve de dünya görünmez alemlerde bir düşünce olarak başlamıştır.

İnsanların ve tüm yaşamın güneş kadar parladığını algılarken tüm duyularınızı kullanın. Yaşamın ilahi ışığını zihinsel olarak kabul etmek yeterli değildir. Gördüğünüz herşeye ışık yansıtın.

Sonuçları hemen görme ihtiyacını bırakın. Düşünüz artık ruhun ellerinde. Sizin işiniz çalışmayı yapmak.

Gündönümünde bir ışık olun ve başka birinin yaşamını aydınlatın. Bir yabancı ile dostça sohbet edin ve onu gülümsetin. Bunun ne kadar iyi hissettirdiğini fark edin. Diğerlerinin yaşamlarını aydınlattıkça bu enerji bulaşıcı hale gelir. Ve bu da koleftif senaryoyu değiştirmeye başlamanın yollarından biri.

Yeni bir mevsime girerken yeryüzünün enerjisiyle uyumlanmak önemlidir. Elementlerin biri ya da tümü ile birleşmek için bir meditasyon ya da şamanik yolculuk yapmak bunu yapmanın yollarından biri.

Yaşadığınız yerdeki bir elementin kuraklık, sel, yangın, deprem ya da fırtına ile orada yaşayanların dikkatini çekmeye çalıştığını fark ediyor olabilirsiniz.

Biraz müzik ya da davul ritmi dinleyerek, yaşadığınız yerdeki toprak, devam eden bir yangın, sel halindeki su veya güçlü rüzgarlarla birleştiğinizi hayal edin. Elementin kendisi haline gelerek onu öğrenin. Aldığınız bilgi rasyonel anlayışın ötesinde olacak ve diğer bir canlı varlığın enerjisi ile birleştiğinizde sizi fiziksel olarak etkileyecektir.

Elemente sizinle uyumlandığı ve denge durumuna geri döndüğü için teşekkür edin. Birleştiğiniz elementi, onun kusursuz dengesi ve uyum durumunda deneyimleyin.

Meditasyonunuzu ya da yolculuğunuzu tamamladığınızda, kalp atışınızı yeryüzünün kalp atışıyla uyumlu hale getirin.

Dolunay 12 Haziran’da. Enerjilerimizi sevgide toplamaya ve yeryüzünün içi ve çevresinde bir ışık ağı örmeyi sürdürelim. Haydi çalışmamızı derinleştirelim ve sevgi, ışık, uyum, barış, eşitlik ve herkes için bolluk olan bir dünyayı deneyimlemek olan düşümüzü düşleyerek yaratmaya odaklanalım.

Eğer Dönüşüm Haberleri’ni okumaya yeni başladıysanız, dolunay seremonimiz sırasında bize nasıl katılacağınızı öğrenmek için lütfen ana sayfadan “İnsanlardan Oluşan Bir Işık Ağı Yaratmak” başlıklı yazıyı okuyunuz.

Güzel bir yaz/kış gündönümü için hayırdualarımı göndermek için topluluğumuza katılıyorum!

Copyright 2014 Sandra Ingerman. All rights reserved.

Transmutation News – May 2014 – Turkish

Dönüşüm Haberleri Mayıs 2013

Bu Mayıs ayı boyunca dengeye odaklanmamızı istiyorum.

Beden, zihin ve ruhuz. Sıklıkla bedensel duyumlarımızda kaybolur ve bedenden daha fazlası olduğumuzu unuturuz. Diğer yandan da bazen, fiziksel sağlığımızı koruyabilmek için beslenme, egzersiz ve dinlenmeye ihtiyaç duyan bedenlerimizle ilgilenmeyiz.

Sorunlu düşüncelerimiz, tavırlarımız ve duygularımızın içinde boğulabiliriz. Diğer yandan da spiritüel baypas olarak adlandırılan şeyi yapabilir ve bize spiritüel ve duygusal düzeyde rahatsızlık veren nedenleri görmeyi reddedebiliriz. Bu inkar ve bastırma ise sonuçta sağlık durumumuzu etkiler.

Bizler ruhuz ve birer bedene ve zihine sahibiz. Bedenimiz, ruhumuz için bir araç ve antik Mısırlıların da inandığı gibi, ruhumuzun tapınağı. Bazen gündelik stres ve sıkıntılara öyle odaklanırız ki ışıldayan ruhumuzu ve ruhumuzun akışını, güzelliğini ve zarafetini deneyimleyemeyiz. Fakat ruhumuz daima oradadır. Bazı durumlarda da yalnızca ruhtan ibaret olduğumuzu, diğer şeylerin önemli olmadığını söyleyerek ihtiyaçlarımızı karşılamayız.

Pek çoğumuz için sarkaç abartılı biçimde salınır. Yaşamlarımızda dengeyi yaratmak için bedenimiz, zihnimiz ve ruhumuzun her birine ilgi göstermeliyiz.

Her düzeyde neler olduğunu teslim ederken beden, duygular veya zihinle aşırı özdeşleşmemek işin anahtarıdır. Dengeyi yaratan budur.

Yeryüzü için Şifa ve Değişen Zamanlarda Nasıl Büyümeli kitaplarımda Psikosentez adlı terapi dalının yaratıcısı olan Roberto Assagioli’den aldığım “Özdeşleşmeme” adlı bir uygulamayı paylaştım.

Bu egzersizin özünde bir bedenim olduğu ama bir beden olmadığımın farkına varmak var. Duygularım var ama ben duygularım değilim. Bir zihnim var ama ben zihin değilim. Bir varlık, süreklilik ve içsel denge hissine sahip olanım. Ben kimliğin merkezi ve saf bilincim.

Fiziksel, duygusal veya zihinsel olarak olan birşeyle kendimi aşırı biçimde özdeşleştirdiğimi fark ettiğimde kendi kendime yukarıdaki paragrafı tekrar ediyorum. Bu yolla, yaşamakta olduğum güçlükleri teslim ederken aynı zamanda da bunların içinde kaybolmuyorum. Bunların üzerine çıkabiliyor ve daha geniş bir perspektife sahip oluyorum ki bu da beni daima denge durumuna getiriyor.

Paskalya’dan önceki Cuma sabahı bir rüya gördüm. Rüya çok karmaşıktı ve tüm detaylarını paylaşmayacağım.

İlk başta, Orta Çağ’da bir savaş sahnesindeydim. Savaş çok kanlıydı ve insanlara işkence ediliyordu. Sonra sahne değişti ve spiritüel şifayla ilgili insanların bulunduğu bir konferanstaydım. Şahit olduğum savaş sahnelerinin bir Hollywood filmine ait olduğu anlaşıldı.

Konferansta filmin yıldızlarından bazıları sahneye çıktılar. Hepsi de genç ve sarışındılar, elbiseleri beyazdı ve yüzleri kocaman gülüşlerle parlıyordu. Konferans katılımcıları onlara filmde oynadıkları rollerle ilgili olarak neler hissettiklerini sormaya başladılar. Gerçek bir çarpışmaya değil de film sahnelerine şahit olduğumu farkettiğimde rahatladığımı hissettim. Rüyada bana, tüm yaşamın bir rüya olduğu ve tıpkı oyuncuların bir filmde oynadıkları gibi rollere büründüğümüz hatırlatılıyordu.

Bu konuda daha önce de yazmış olduğumu biliyorum ama rüya yaşam denen bu filmde hepimizin birer oyuncu olduğu hakkında bir hatırlatmaydı. En zorlu zamanlarda, bize neredeyse işkence ediliyormuş gibi hissettiğimizde bile dünyasal deneyimimiz yoluyla öğrenen ve evrimleşen o parlak ışıklarız.

Kendimizi fiziksel, zihinsel ve duygusal düzeyde olup bitenlerle birazcık daha az özdeşleştirmeyi öğrendiğimiz zaman, geriye çekilebilir ve oynadığımız rolü incelemeye başlayabiliriz. Şimdi yeni bir rol veya yeni bir karakteri oynamanın zamanı olduğu seçimini yapabiliriz. “Bu karakteri çok uzun zamandır oynuyordum ve şimdiyse yeni bir rol edinmenin zamanı” demek seçeneğine sahibiz.

Yeni bir rol oynamaya hazırlanan bir karakter oyuncusu olarak kendimizi rolümüze çok derinden kaptırıyoruz. Bunun bir rol olduğunu ve değişiklikler yapabileceğimizi unutuyoruz. Bazen kaderimizde öğrenmemiz gerekli olan dersleri öğrenmek için kendimizi rolümüze tamamen kaptırmak zorunda oluruz. İlerleyebilmek için, hangi zamanın artık değişiklik yapma ve yaşamda belki de yeni bir rolü keşfetme zamanı olduğunu bilmek zorundayız.

Mayıs ayında bu konuda derinlemesine düşünmek için zaman ayırabilirsiniz.

Dolunay 24 Mayıs’ta. Haydi karşı karşıya olduğumuz güçlüklerle kendimizi özdeşleştirmeyi bırakalım ve ilahi ışık olduğumuzu ve evrensel bilinç, ışık ve koşulsuz sevgi için araç olduğumuzu hatırlayalım.

Haydi hep birlikte güzel gezegenimizi içinden ve çepeçevre sarmalayan ilahi ışık, sevgi ve sevinç ağını örmeyi sürdürelim.
Dönüşüm Haberlerini okumaya yeni başladıysanız dolunay seremonimizin detayları için lütfen
“İnsanlardan Oluşan Bir Işık Ağı Yaratmak” yazısını okuyunuz.

Transmutation News – April 2014 – Turkish

Dönüşüm Haberleri Nisan 2013

Bir şamanik şifacıyla sohbetimiz esnasında sizinle paylaşmak istediğim bir başlık gündeme geldi. İnisiyasyonlar hakkında yazdıklarıma eklemek için önemli bir konu olduğunu düşünüyorum.

Kitaplarımda ve atölye çalışmalarımda, ciddi bir hastalık tanısı konmuş bir danışan, arkadaş veya sevdiğimiz biriyle çalıştığımız sırada ortaya çıkabilecek hassas bir konuyu öğretiyorum.

Bazen bir danışan ya da sevdiğimiz bir kişi, yolculuk yapanlarınızdan ölüp ölmeyeceklerine dair bir öngörü için bir yardımcı ruha danışmanızı isteyebilirler.

Konu şu ki, eğer bir kimseye yaşamını tehdit eden bir hastalığın tanısı konmuşsa ve iyileşmişse, şifalanmak için bir düzeyde ölecektir. Bu biçimde bir şifalanma sağlıklı bir yaşamı desteklemeyen pek çok şeye ölmeyi içerir.

Eğer bir yardımcı ruha yolculuk yapar ve danışanınızın, arkadaşınızın veya sevdiğiniz bir kişinin ölüp ölmeyeceğini sorarsanız alacağınız cevap evettir. Eğer bir yardımcı ruha yolculuk yapar ve danışanınızın, arkadaşınızın veya sevdiğiniz bir kişinin yaşayıp yaşamayacağını sorarsanız, alacağınız cevap evettir. Çünkü ruhumuz sonsuzdur.

Kendi uygulamamda bazen doktorun kendilerine ölümcül hastalık tanısı koyduğunu söyleyen danışanlarım oluyor. Benden genellikle danışanımın ölüp ölmeyeceğini öğrenmem için yolculuk yapmam isteniyor.

Bu durumlarda cevabım bütünlenmeniz için gereken şifayı icra edeceğim oluyor. Şifanın bir bölümü olarak kaybolmuş ruh (can) parçalarının bedene geri getirmek için “soul retrieval” yapıyorum. Bunu yaptığımızda ruh artık süreçteki sonraki adımlara rehberlik ederek yardımcı olmak için var oluyor. Sonraki adımın ne olduğunu bilen yalnızca ruhumuzdur. Bazı kişiler için sonraki adım fiziksel ölüm, bazıları içinse bu yaşama devam etmektir.

Yaşam, içsel ışığımızın, ilahi doğamızın ışıyabilmesi için yaşamımızın belirli yönlerine öldüğümüz bir dizi inisiyasyondur.

Kayıp parçalarımızı geri getirmeyi sürdürdükçe daha bilinçli bir biçimde yaşarız. Ve zamanımız geldiğinde de bilinçli biçimde ölürüz. Anahtar, eski bilinç düzeylerine ölebilmek ve yenilerine tekrar doğabilmek için, yaşamın bize getirdiği armağanlara karşı bilinç düzeyimizi yükseltebilmek için bütünüyle burada bulunmaktır.

Yaşamlarının son basamağında olan insanlarla çalışan yardım odaklı meslek sahipleri genellikle ölümle yüzleşmekte olan insanların nasıl ışıldadıklarını belirtirler. Bunu tanıdığım kişilerde defalarca gördüm. Beden çöktüğü sırada yayılmakta olan ışık son derece güzel ve hayranlık vericidir.

Ayrıca insanların, yaşamda, eskinin büyük bölümünün geride bırakıldığı ölüm deneyimleri yaratan inisiyasyonlardan geçerken aynı parlak ışığı yaydıklarını da görüyorum. Ölüm yeni bir şeyin doğmasına yol açar. Bir tür yaşam parçalanması yaşayan insanlar geriye yenilenmiş ve tazelenmiş hissederek dönerler. Hepimiz hamile bir kadının nasıl parladığını biliriz. Biz de daha derin ve daha bilinçli yönlerimizi doğururken aynı şekilde parlarız.

Ölüm ve doğum süreçlerinin tümü bizi ilahi ışığın parladığı daha derin bir ruhsal düzeye götürür.

Geçen yıl, kalp kırıklığının nasıl kalplerimizi genişleterek, koşulsuz sevginin araçları haline gelmemizi sağladığı hakkında yazmıştım. Koşulsuz sevginin kişisel sevginin nasıl ötesinde olduğunu yazmıştım. Koşulsuz sevgi, kişilere ya da yaşam koşullarına bağlı olmayandır. Yaratıcının saf sevgisidir ve hem bizim hem de dünyanın yaradılışına katılmış olan sevgidir.

İçsel Dünyamda da sevincin aynı koşulsuz özelliğe sahip olduğunu deneyimlemeye başladım.

Gerçek sevinç, sağlık, refah ve huzurun içimizde olduğunu ve spiritüel uygulamamızın anahtarının zengin bir İçsel Dünya yaratan içsel bahçemizi yetiştirmek olduğunu yazmaya ve öğretmeye devam ediyorum.

Kendi öğrenmem gerekenleri yazıyor ve öğretiyorum. Ve yaşamım da öğretilerimde paylaştıklarımı uygulamaya gerçekten adanmıştır. Yaşamım boyunca o gerçek içsel sevinç hissini ararken güçlüklerle karşılaştım.

Ve o içsel sevinci deneyimlemedeki engelimin sevinci dışsal dünyadaki koşullara bağlamam olduğunun farkına vardım. Fakat spiritüel bakış açısından sevinç koşulsuzdur. Sevinç, kişisel arzuların ötesindedir. Koşulsuz sevinç basitçe yaşamın kendisi için duyulan sevinçtir. Bu maddi dünyaya yaşam sevincini tümüyle deneyimlemek için doğduk. Ve yaşam sevincini koşulların ötesinde deneyimlemek için olan orijinal arzumuzla bağlantıya geçtiğimizde, koşulsuz sevgi gibi koşulsuz sevinci de deneyimleriz. Bu, huzur ve refahın spiritüel tanımları için de geçerlidir. Zira İçsel Dünyamızda kucakladığımız bu özelliklerin dışsal koşullarla hiçbir bağlantıları yoktur.

Dolunay 25 Nisan’da. Haydi içimize yolculuk edelim ve hem tüm yaşam için koşulsuz sevgiyi hem de hayatta olmanın koşulsuz sevincini deneyimleyelim. Son derece güçlü olan bu ilahi ışık, sevgi ve sevinç yerinden dünya gezegenini sarıp sarmalayan parlak bir ışık ağı örmeyi sürdürelim.

Küresel çemberimizdeki herkes için transfigürasyon çalışmamızı sürdürelim.

Dönüşüm Haberleri’ni okumaya yeni başlayanlarınız dolunay seremonimizin detayları için lütfen “İnsanlardan Oluşan bir Işık Ağı Yaratmak” yazısını okuyabilirler.

Transmutation News – March 2014 – Turkish

Dönüşüm Haberleri Mart 2013

Ocak ayında ölüm ve ölmek üzerine yazılan bir kitap için bir harika görüşme yapma fırsatım oldu. Bana sorulan sorulardan biri de “Yaşamımızın sonuna yaklaşırken yapmamız gereken önemli şeyin ne olduğunu hissettiğimdi.”

Buna cevabım içsel huzuru bulmamızın önemli olduğunu hissettiğim oldu. Yaşamlarımızın sonunda, yaşamın bize ve bizim için getirdikleri ile barışmamız çok önemli. Çünkü insanların acı hislerle ayrıldıklarını görmek bana üzüntü veriyor. Bu dünyadan huzur dolu bir noktadan ayrılabilmek ne büyük bir armağan.

Yaşamlarımız boyunca deneyimlediğimiz pek çok ölüm olduğunu yazmaya devam ediyorum. İnisiyasyonlar ve değişimler içeren geçirdiğimiz küçük ölümler var. Ve sonra da fiziksel bedenlerimizden aşkın gerçekliğe geçiş yaptığımız büyük ölüm var.

Küçük ölümleri de fiziksel yaşamımızın sonunu da deneyimliyor olsak daima önemli olan içsel kuyumuzda derinlere inmek ve içsel huzurun olduğu yere gelmek. Çünkü çevremizdeki dünya değişmeye, büyümeye ve evrilmeye devam etmekte. Ve bize sunulan pek çok güçlük var. Ama bu güçlükler aynı zamanda da birer armağan. Güçlü bir içsel huzur hissini ne kadar çok sağlayabilirsek dengemizi kaybetmez ve yaşamın bize getirdikleri ile savrulmayız. Bu her zaman spiritüel bir yaşam sürdürmenin en önemli öğretilerinden biri olmuştur. Şimdi burada olduğumuzu ve dünyanın kendisinin de son derece çalkantılı bir döngüde olduğunu hissediyorum. Bizi çevremizdeki çalkantılara karşı koruyan ve tamponlayan o derin içsel huzuru bulmalıyız.

Yıllardır öğretmekte olduğum spiritüel uygulamalarınızı sürdürdükçe İçsel Dünyanızı güçlendirecek ve içinizde yaşamakta olan huzur, zenginlik ve sağlığı bulacaksınız.

Geçen ay ruhun yolunu izlemenin ne kadar öenmli olduğu hakkında yazmıştım. Bu konuyla devam edersem, ruhun yolunu izlerken aynı zamanda kendimizi de nasıl onurlandıracağımızı öğrenmemiz gerekiiyor.

Bir çoğumuzun diğerlerinin istek ve ihtiyaçlarını karşılama ihtiyacı hissettiğimizde gerginleştiğini biliyorum. Yardımcı ruhlarım bu tarz davranışlarla bedenlerimizde nasıl enerjetik kaçaklar yarattığımızı gösteriyorlar.

Bana gösterilen imajda yatay enerji kaçaklarının nasıl fiziksel ve duygusal düzeyde zayıflıklar yarattığını gördüm.

Bana kendimize sadık kalmanın ve enerjimizin dikey biçimde akarak bizi üzerimizdeki göklere ve toprağın köklerine bağlayacak gerekli sınırları yaratmanın ne kadar önemli olduğu gösterildi. Bunu yapmayı sürdürdükçe ve içimizde güçlü ve merkezlenmiş bir hale kavuşunca, göğü ve yeryüzünü kalbimizde köprüledikçe, enerji bizden tüm yönlerde akar ve hem sevdiklerimize hem de tüm yaşama sevgi ve ışık yayabiliriz.

Sağlıksız enerjetik bağlantılarınızı Işık Kazanına salıvermeyi sürdürün. Bu seremoni hakkında Aralık 2012 Dönüşüm Haberlerinde yazmıştım.

Dolunay 27 Mart’ta. Kendi içinizde derinlere kendi ilahi ışığınızın gücüne yolculuk yapın. Yeryüzünün çevresinde ve derinliklerinde güçlü ve ışıltılı bir ışık örmeye devam eden küresel topluluğumuza katılın. Bu örgü, sağlıksız koşulların oluşturduğu gerçeklik örgüsü çözülmeyi sürdürürken tüm yaşamı sevgiyle tutuyor. Hep birlikte gerçek sağlık ve uyum dolu bir yaşamı düşleyerek gerçekleştiriyoruz.

Dönüşüm Haberlerini okumaya yeni başlayanlar lütfen İnsanlardan Oluşan Bir Işı Ağı Yaratmak yazısını okuyun.

Aylık dolunay seremonimizin açıklamalarına küresel topluluğumuz için bir şifalanma seremonisinin ayrıntılarını ekledim. Bunu yıllar önce eklemiştim. Yaklaşık geçtiğimiz bir yıldır bu çalışmayı sürdürmeyi teşvik etmediğimin farkına vardım.

Spiritüel bir yolda olan birçok kişiden de duyduğum gibi gitgide daha çok sayıda insan fiziksel düzeyde güçlüklerle karşı karşıya. Çünkü yaşamlarımızda daha fazla uyum yaratmayı öğrenirken, fiziksel bedenlerimiz de değişerek yeni frekanslarla uyumlanmak zorunda. Bazen akan yeni enerjilerle yeniden dengelenmeden ve uyumlanmadan önce sağlık durumumlarımızda bir miktar uyumsuzluk deneyimleriz.

Yıllar önce çemberimizdeki herkes için dolunayda nasıl bir transfigürasyon seremonisi yapabileceğimizi yazmıştım. Dolunayda insanlardan oluşan ışık ağını yaratmayı sürdürürken aynı zamanda da kendinizi bu devasa küresel çemberin içinde sırayla uzanırken görün. Çemberin ortasındayken kendinize çemberi oluşturanlar tarafından yayılan ışık ve sevgiyi absorbe etmek için izin verin. Sonrasında ortada uzananlara ilahi ışık ve koşulsuz sevgi yayanlara katılın. Çemberin içine ve dışına doğru olan bu hareketinizin kolaylıkla akmasına izin verin.

Yaşamın yolunda giderken her birimizi güçlendirmek için birlik olabiliriz. Sakin sularda seyrettiğimiz ve bundan keyif aldığımız zamanlar olacak. Ve çalkantılı sulara rastladığımız zamanlar da olacak. Bu, yaşam ve doğanın bir parçası olmaktır. Yaşam ırmağında giderken her birimize gerçek birer destek olabiliriz.

Gün dönümünü karşılıyor olmamıza ve bahara giriyor oluşumuza inanmak bana zor geliyor. Zamanın ne kadar hızlı ilerlediğine inanamıyorum!

Yaşadığımız zamanın gerçekliğe farklı şekilde bakmamızı gerektirdiğine inanıyorum. Her birlikte bizi yalnızca çevremizdeki somut dünyayı görmeye zorlayan kolektif inançlardan kurtulmak için çalışıyoruz.

Spiritüel öğretilerde hepimizin birbirimizle bağlantısını sağlayan bir yaşam ağı olduğu anlayışı vardır. Ve şamanizmin bir parçası da “herşeyin içinde yaşamakta olan ruh” olarak adlandırdığımızı onurlandırabilmek ve saygı göstermek için uygulamar bulmaktır. Yaşadığınız yerde yaşamı destekleyen bitki ve ağaçları onurlandırmak için yollar bulmak önemlidir. Ve hayvanları, kuşları, böcekleri, kayaları, vd. onurlandırmak da önemlidir.

Biz doğaya daha çok saygı gösterdikçe doğa da bize saygı gösterir. Bu, şamanizmdeki karşılıklılık ilkesine dayanır. Salish Kızılderilileri “skalatitude” sözcüğünü kullanırlar. Bunun anlamı, “İnsanlar ve doğa kusursuz uyum içinde olduklarında her yerde sihir ve güzellik vardır.”

Bahar/güz gündönümünü karşılamak için doğa ile nasıl daha fazla bağlantı kurabileceğiniz ve doğanın döngüleri ile uyum içinde yaşamamız için bize çağrıda bulunan doğa yasalarıyla nasıl uyum içinde yaşabileceğiniz hakkında ruhunuzun derinliklerini araştırın.

Gündönümünde yaşadığınız yerdeki canlıları onurlandırın. Ruhlar için sunu bırakın. Bu sununun size yaşam veren toprak, hava, su ve ateşe (güneş) şükran sunmanın bir yolu olmasına niyet edin. Çevrenizde yaşayan tüm canlılara şükranlarınızı sunun. Yaşamakta olduğunuz yerdeki yardımcı ata ruhlarına ve size yaşam veren kişisel atalarınıza da şükranlarınızı sunmak isteyebilirsiniz. Kendi yardımcı ruhlarınıza, gizli halka ve memleketinizin ruhuna da şükranlarınızı sunabilirsiniz.

Bir şehirde veya kırsal alanda yaşıyor olmanızın önemi yok. Doğada sunularınızı bırakabileceğiniz yerler bulabilirsiniz.

“Doğru sunu” diye bir şey yoktur. Ben sunu olarak mavi mısır unu bırakıyorum çünkü mavi mısır ununun benim için derin bir anlamı var. En sevdiğiniz yiyecekten bir parça, çiçekler, en sevdiğiniz içecek, vs gibi şeyleri sunu olarak bırakabilirsiniz. Önemli olan sunu olarak ne bıraktığınız değil, şükranlarınızı sunma niyetinizdir. Doğa zihninizi değil kalbinizi okur.

Meditasyon veya şamanik yolculuk sırasında yaşadığınız yerin ruhuyla bağlantı kurun. Bunu bir meditasyon olarak yaparsanız, genişleme hissi veren bir müzik çalın ve yaşadığınız yerin ruhu ile tanışmaya niyet edin. Eğer bunu bir şamanik yolculuk olarak yaparsanız, aynı niyetle görünmeyen alemlere seyahat edin.

Yaşadığınız yerin ruhuna doğayla uyum içinde yaşamak için yaşamınızda hangi değişiklikleri yapabileceğinizi sorun. Yaşamınızı daha iyi hale getirmek için rehberlik isteyin.

1980lerin başında Santa Fe’ye ilk taşındığımda yerleşmekte zorluk yaşadım. Santa Fe’nin evim olduğunu hissetmiyordum ve birkaç işte çalışmama rağmen kendime bakamıyordum. Sonunda Santa Fe’nin ruhuna bir yolculuk yaptım ve rehberlik istedim. Santa Fe’nin ruhu bana kendisini güzel bir tanrıça olarak gösterdi ve birçok yıl boyunca yolculuklarımda öğretmenim haline geldi. Bana yapmam gereken beş şeyi söyledi. Tüm önerilerini uyguladım ve yaşamımın nasıl değiştiğini görmek ve ihtiyacım olan herşeyin birdenbire akması hayret vericiydi.

Mevsim değişimlerinde yaşadığınız yerdeki toprakla birleşmek harikadır. Bizler bu uygulamayı yıllardır yapmaktayız. Yaşadığınız yerin ruhuyla bağlantıya geçmek de iyidir. Toprağın mevsim değişimlerinde nasıl değiştiğini, ki bu sizin de nasıl değiştiğinizin bir yansımasıdır, öğrenerek bir bilgi zenginliğine sahip olursunuz. Ve yaşadığınız yerin ruhu ile daha fazla bağlantı kurarak bir uyum noktasına geçebilirsiniz.

Haydi Kuzey Yarıkürede yaşayanlarımıza sevinçli bir ilkbahar ve Güney Yarıküredeki çemberimize de derin ve muhteşem bir sonbahar dilemek için kalplerimizi birleştirelim.

Copyright 2013 Sandra Ingerman

Transmutation News – February 2014 – Turkish

Dönüşüm Haberleri Şubat 2013

2012’de pek çoğumuzun çeşitli güçlükler yaşamış olduğunu biliyorum. Bu güçlükler bizi bir genişleme ve büyüme durumuna doğru yönlendirdi. Güçlüklerle dolu zamanlarda kalplerimizi açarız ve bu da şefkat durumunda olabilme yeteneğimizi arttırır. Kim olduğumuzda derinleşiriz.

Güçlükler ışığa doğru büyümemizi kolaylaştıran inisiyasyonlardır.

Daha önce de yazmış olduğum gibi, öğretmenim olan İsis yaşama duyduğumuz sevginin hem iyi hem de kötü zamanlarda yolumuzu aydınlatacağını paylaşır.

Ayrıca, umut durumunu korumanın ve beslemenin pozitif şifalanma ve dönüşüm için vazgeçilmez olduğunu da farkettim. Umut bir iyilik halidir.

Spiritüel uygulamalarla uğraşan bazı insanlar yaşamın güçlüklerinden korunacaklarına inanırlar. Fakat, yaşam büyümemiz ve evrilmemiz için gerekli olayları bize getirir. Spiritüel uygulamalar yaşamın bize getirdiklerini ele almamız için bize araçları verirler.

Bedenimiz ve zihnimiz yaşamdaki olaylarla yıprandığında ruhumuz parlamaya ve yolu aydınlatmaya devam eder. İçimizdeki ruh bizi ileri taşıyacak güce sahiptir. Anahtar içimizdeki ruhla bağlantımızı güçlendirmektir.

İçsel Dünyalara yolculuk yaptığımız ve içimizdeki şamanla çalıştığımız zaman geçirdiğimiz inisiyasyonların bizi bir teslimiyet noktasına götürdüğünü ve egodan ruha hareket ettiğimizi görürüz. Sonra da kendimizi spiritüellikle hareket ettiğimiz bir yaşamı yaşarken buluruz.

Bu bizi içimizdeki şamanı deneyimlemeye götürür. Yardımcı ruhlarımız bize rehberlik yapabilirler ama çalışmayı bizim adımıza yapamazlar.

Kalbimizden yaşamaktan başlamalı ve yaşamın içinde kalbimiz ve güçlü gözümüzle hareket etmeliyiz. Güçlü gözümüz, üçüncü göz olarak da bilinen, altıncı çakramızdır.

Şamanlar kalpleri ve güçlü gözleriyle görürler.

Ayrıca, şimdi bedenlerimizi güçlendirmemizin de zamanıdır. Çünkü bedenimiz ruhumuzu taşır. Bedenimizi taşıyan ruhumuz değildir.

Çoğu kişi 2012’ ün 2013 kadar zor geçip geçmeyeceğini merak ediyor. Bu neyi seçtiğinize bağlı – egonun akıntısını mı izleyeceksiniz yoksa ruhu mu seçeceksiniz.

İlahi ışığınız, Kaynak ve içinizdeki ruhla bağlantınızı geliştirmek için düzenli bir dönüşüm uygulamasını sürdürdüğünüze emin olun. Bunu ne kadar çok yaparsanız spiritüel düzeyde o kadar güçlü hissedeceksiniz. İlahi ışığınıza ve Kaynak’a teslim olabileceksiniz. Yaşamda gerçekten de ruh tarafından yönlendirildiğinizi hissedeceksiniz.

Bir dönüşüm uygulaması geliştirmek için yardıma ihtiyacı olduğunu düşünenleriniz için dönüşümü öğrettiğim CD ve kitaplarımın listesi aşağıdadır:

Yeryüzü için Şifa: Kişisel ve Çevresel Toksinleri Nasıl Dönüştürmeli
Değilen Zamanlarda Nasıl Büyümeli
Ruh Dünyasına Uyanmak: Şamanik Doğrudan Esin Yolu

“Yeryüzü için Mucizeler” – CD
“Şamanik Meditasyonlar” – CD

Dolunay 25 Şubat’ta. Haydi hep birlikte ruhla olan bağlantımızı güçlendirelim ve ilahi ışığımızı yeryüzüne ve yaşam ağı boyunca yayalım. Güçlü, parlak ve ışıldayan güzel bir ışık ağını var etmek için örmeye devam edelim.

Eğer Dönüşüm Haberlerini okumaya yeni başladıysanız, lütfen “İnsanlardan Oluşan Bir Işık Ağı Yaaratmak” yazısını okuyunuz.