Preparing for Ceremonial Work – Turkish

Seremoni Çalışmasına Hazırlık

preparing ceremonial work 1200x630

Seremoni Çalışmasına Hazırlık          
Copyright Sandra Ingerman 2015

Her seremoninin bir başlangıcı, ortası ve sonu bulunur. Şamanik yolculuk da bir seremoni olarak kabul edilir.

Hazırlık

Bir Sunak Hazırlamak


Şamanik çalışmanızı yaptığınız yerde bir sunak hazırlayabilirsiniz. Bunu yapmak, kutsal bir alan yaratarak görünen ve görünmeyen alemler arasında bir yol sağlar. Bir masa ya da yere özel bir örtü ya da küçük bir halı yerleştirin. Bunun üzerine birkaç kristal ya da doğal taşlar, çiçekler ve kutsal çalışmanızı yaparken yakacağınız bir mum yerleştirin. Kutsal alan yaratmak spritüel çalışmanızı destekler. Bazıları adaçayı gibi kutsal bitkiler yakmaktan hoşlanır. Tütsü kutsal bilinç durumunu desteklemekte yardımcı olabilir . 

Yaşamımdaki önemli değişimleri yansıtmak istediğimde sunağımdaki belirli şeyleri yeni kutsal nesnelerle değiştiririm. Sunağım benimle birlikte değişir..

Dualarınızı göndermek ya da şifa istemek için sunağınıza gidin. Benden yardım isteyenlerin isimlerini sunağıma yerleştiririm. Biraz huzur istediğimde sunağıma giderim.

Davul ya da Çıngırak Çalmak, Şarkı Söylemek ve Dans Etmek


Şamanlar yardımcı ruhlara ve görünmez alemlerin dönüştürücü ve şifalandırıcı enerjilerine araç olabilmek için günlük düşüncelerini geride bırakırlar ve ekstatik duruma girerler. Bunlar seanslarınıza hazırlanmak ve süregelen seremoni çalışmanıza hazırlanabilmeniz için yollardır: 

Seremoni çalışmamıza hazırlanmak için, sizi işinizden ve günlük aktivitelerinizden uzaklaştırarak görünmez alemlere tamamen geçmenizi sağlayacak bir aktivite ya da bir eylemde bulunmaya çalışın.  Ellerinizi ve yüzünüzü yıkamak gibi sembolik bir eylem bile size bunun için yardımcı olabilir. Olağan dünyanızı geride bırakmanız önemlidir. Biraraya gelerek sanal seremonilerimizi gerçekleştirmeden önce bunu yaparak gerçek güce açılmamız, içi boş kemikler haline gelerek onun içimizden geçmesi için çok önemlidir.      

Aşağıda bazı öneriler bulabilirsiniz:

Egonuzu kenara çektiğinizi ve günü ardınızda bıraktığınızı ve böylece ruhunuzun parlayabileceğini  temsil eden özel bir eşarp, bluz ya da bir giysi giyin.

B ir mum yakın. Adaçayı, palo santo gibi kutsal bitkileri ya da favori tütsünüzü yakarak kendinizi arındırın.  

Yolculuk çalışmanızdan önce sessizce oturun ya da meditasyon yapın. 

Doğada yürüyüş yapın.

Günlük düşüncelerinizi geride bıraktığınızı hissedene dek davul ya da çıngırak çalın ve şarkı söyleyin ya da dans edin.  Şamanlar egolarını/kişiliklerini yoldan çekebilmek ve böylece yardımcı ruhların onların aracılığyla çalışabilmesi için kendilerine yardımcı olançeşitli erk şarkıları söylerler. Şamanlar bu nedenle şifa, bilgi alma ve seremoni çalışmalarını yaparken “içi boş kemikler” ya da “boş kabuklar” olarak görülürler. 

Bir erk şarkısı için doğada yürüyüş yapabilir ve ruhunuzun şarkı söylemesine izin verebilirsiniz. Erk şarkısı bulmanın geleneksel yollarından biri bir şarkının gelmesi niyeti ile bir ağacın yanında oturmaktır.  Davul ya da çıngırak çalabilir ve ruhunuzun şarkı söylemesine izin verebilirsiniz. Lütfen şarkı söyleme yeteneğinizi yargılamayın. Şarkı söylemek bizim doğuştan hakkımız. Doğadaki her canlı şarkı söyler!! Şarkı söylemek şamanik çalışmaya hazırlanmak için harika bir yoldur ve kendinizi de iyi hissettirir.  

Fazla ya da ağır bir yemekten sonra yolculuk yapmak zordur. Dha berrak yolculuklar için az yemeye gayret edin. Alkol yolculuklarınızı bulanıklaştırır. Lütfen yolculuktan ya da seremonilerden önce alkol almaktan kaçının. 

Bunlar yalnızca öneriler. Kendinizi görünmez alemlerin güzelliği, gücü ve şifasını fiziksel aleme köprüleyebilmek için daha berrak bir araç haline getirmekte hazırlanmanıza yardımcı olacak yollar bulun.  Başarılı bir seremoninin anahtarı hazırlıktır!!


Yardımcı Ruhları Selamlama ve Onurlandırma

Yardımcı ruhlara seslenir ve onları karşılarken Yardımcı ve Şefkatli Ruhlara seslenmeye niyet ettiğinizden emin olun.  HERHANGİ BİR RUHA/RUHLARA seslenmiyorsunuz.

Yardımcı ruhlarınızı karşılamak, hoş geldin demek ve onurlandırmak için kendi yolunuzu bulmanız çok önemlidir. Bu basitçe nezaket göstermektir. Sizinle birlikte çalışmaları için yardımcı ruhlarınıza sesleniyorsunuz ve onları karşılayarak başlamak istersiniz.  Eğer ezberden bir duayı tekrarlarsanız, bunun hiçbir gücü olmayacaktır. Yardımcı ruhlar zihninizi değil kalbinizi okurlar. Onlarla kalpten konuşun.  Aşağıda kendinizinkini yaratmak için size fikir vermesi için kullanmış olduğum bir seslenişimi veriyorum.

Aşağıdaki sesleniş Walking in Light: The Everyday Empowerment of Shamanic Life copyright 2014 Sandra Ingerman (Sounds True)’dan özetlenerek alınmıştır.

Derin birkaç nefes alın ve rahatlayın. Doğada ziyaret etmekten hoşlandığınız bir yeri düşünün. Burası güzel ve gevşeyip sakinleştiğiniz bir yer. Burası sizin için kutsal bir yer. Şimdi kendinizi bu huzur ve şifa dolu yerde hayal edin. Gözlerinizi kapayın ve derin nefes alın. Enerjinizin bedeninizde nasıl hareket ettiğini farkedin.  Ellerinizi kalbinizin üzerine koyun ve aldığınız ve verdiğiniz her nefeste kalbinizin açıldığını hissedin. Sizi rahatsız eden tüm düşünceleri nefesinizle birlikte dışarı verin ve nefesinizle içinize sevgiyi çekin.  Nefesinizin enerjisini bedeninizde gerginlikn hissettiğiniz yere gönderin ve nefesinizi verirken gerginliği de salıverin. Nefes alıp verdiğiniz sırada yükselen düşünce, duygu ve imajları farkına varın. Nefes alıp verdiğiniz sırada çevrenizdeki sesleri farkedin. Ve dewrin nefesler alıp vermeyi sürdürürken, bir adım geriye çekilerek günlük yaşamınızı şimdilik geride bırakın.

     Şimdi kendinizi mümkün olduğunca tümüyle bu kutsal yerde ayakta dururken deneyimleyin.  Ayakta dururken bulunduğunuz bu yerin güzelliğini içinize almak için duyularınızı açın.  Çevrenize bakın.
     Burada hangi bitkiler yaşıyor?
     Hayvanlar var mı?
     Kaya ya da mineraller var mı?
     Bir su kütlesi var mı?
     Toprağın niteliği nasıl?
     Dağlarda mısınız yoksa bir orman, çöl ya da bir plajda mı?
     Güneş parlıyor mu?
     Gökyüzünde bulutlar var mı? Gökyüzünün rengi ne?
     Sizi hangi renkler çevreliyor? Tüm renkleri gözlerinizle için.
     Kendinizi bütünüyle bu yerde hissedin. Ayaklarınızın altındaki toprağı hissedin.
     Havayı teninizde hissedin.  Ilık mı yoksa soğuk mu? Hava nemli mi yoksa kuru mu? Hava durgun mu yoksa tatlı bir meltem ya da güçlü bir rüzgar mı esiyor?
     Doğanın seslerini dinleyin. Suyun sesini, kuşların cıvıltılarını ya da hayvanların seslerini duyuyor musunuz? Rüzgarı duyuyor musunuz?
     Çok derin bir nefes alın ve bu huzur dolu yerin harika temiz ve taze kokularını içinize çekin. Bu kokular daha önceden tanıdığınız ve size güzel anılarınızı anımsatanlar ya da yeni kokular olabilir.
     Güneşin yaşam veren ışığının tüm hücrelerinizce emildiğini hissedin.  Huzur ve güzellik dolu bu kutsal yerde bulunmaktan doğan duyguları hissedin. Kalbinizi açın ve içinizdeki sevgi, huzur ve şükranı  hissedin.  
     Duyusal algılarınıza kendinizi açarken, zihninizin sessizleştiğini ve enerjinizin genişlediğini deneyimleyin. Bu yerin huzur ve şifasını deneyimleyin. Evrenin gücünün ve yaşamın sevgiyle dolu kollarındasınız.  Yalnız değilsiniz; büyük bir bütünün parçasısınız.  Yeryüzünün bir kalp atışı var, ve derin nefesler alıp verirken, onun kalp atışıyla bir olduğunuzu deneyimliyorsunuz.  Kalp atışınızı bir davulun ritmi gibi hissederken, kalbinizin doğanın güzelliği ve sizinle paylaştığı her şey için sevgi ve şükranla atışını hissedin.

Yönleri onurlandırarak başlayın.
     Doğuyu onurlandırın ve selamlayın. Doğu ilkbaharı temsil eder. Size daima yeni başlangıçları ve sınırsız olasılıkları hatırlatan gün doğumunun yeridir.
     Güneyi, yaz mevsimini, onurlandırın ve selamlayın. Yaşamınızı bir sevgi halinden yaşarken sizi koruduğu için teşekkürlerinizi sunun.  Güney sezgiyi ve çocukluğunuzdaki gibi huşu ve merak içinde yaşamayı temsil edebilir.  
     Güz mevsimi ve güneşin battığı yön olan Batıyı onurlandırın ve selamlayın. Batı size ölüm ve yeniden doğuşun gücünü öğretir. Size artık hzmet etmeyen şeyleri bırakmak daima yeniyi getirir.
     Kış mevsimini, Kuzeyi onurlandırın ve selamlayın. Ata ruhlarınızın paylaştığı bilgeliğe teşekkürlerinizi sunun.
     Yukarıdaki göğü ve aşağıdaki yeri onurlandırın ve selamlayın ve Yerin ve Göğün büyük gücünü açık kalbinizle köprülediğinizi farkedin. Yaratıcının bir yansıması olan içinizdeki ilahi ruhu onurlandırın. 

Daha sonra, gelişip büyümeniz için sizi besleyen ve güzellikler sunan Yeryüzü2nün ruhuna teşekkürlerinizi sunun.
     İlk nefesinizi alışınızla size hoşgeldin demiş olan hava adını verdiğimiz canlı varlığa şükran duyun. Nefes alıp vererek daima bağlantıda olduğunuz hava sizinle sürekli beraber olan dostunuzdur. Ve nefes verirken DNAnızın bir bölümünü diğerleri ile paylaştığınız ve nefes alırken diğerlerinin de DNAsından aldığınız için hava size tüm yaşamla bağlantınızı öğretir.
     Suya şükranınızı sunun. Su olmadan yaşam olmaz. Annenizin rahminde büyürken sizi sarmalayan ve daha sonra dünyaya gelişinizde size eşlik eden suydu. Su, hücrelerinizi yaşam veren besinle doldurur. 
     Güneşi selamlayın ve büyümenizde ihtiyacınız olan enerjiyi size verdiği için teşekkürlerinizi sunun.  Güneş size yaşam tutkusunu hatırlatır ve içinizde parlayan ilahi ışığı yansıtır. Güneş karşılık istemeden verdiği için ile koşulsuz vermeyi öğreten bir öğretmendir.
     Ay ve yıldızları selamlayın, onurlandırın ve paylaştıkları güzellik ve bilgelik ve size verdikleri rehberlik için teşekkürlerinizi sunun.  Gece göğünün güzelliğini yansıtan ışığınızla parlayarak ay ve yıldızları onurlandırırsınız.
     Nefesinizi verirken elementlerde yaşayan tüm canlı varlıklara, herşeyin içinde yaşayan ruha sevginizi gönderin. Hayvanları, kuşları, böcekleri, balıkları, sürüngenleri, ağaçları, mineralleri ve kayaları onurlandırın.
     Huzur, ahenk, sevgi, ışık ve bollukla dolu bir hayatı yaşayabilmeniz için pek çok fedakarlıkta bulunmuş olan yardımcı ata ruhlarını onurlandırın, selamlayın ve teşekkürlerinizi sunun.
     Size yaşamın sihrini hatırlatan periler, elfler ve orman koruyucuları olan Gizli Halkı onurlandırın, selamlayın ve teşekkürlerinizi sunun. Bu doğa ruhları Yeryüzünü korurlar ve çok severler. Size bir yuva sağlayan, yaşadığınız toprağın ruhuna teşekkürlerinizi sunun.
     Bilgelik, şifa ve koşulsuz sevgilerini paylaşmayı sürdüren tüm yardımcı ruhlara teşekkürlerinizi sunun.  Derin, zengin ve sevinç dolu bir yaşama giden yolunuzu aydınlattıkları için onlara teşekkür edin.


Sonlandırma ve Kapanış

Yolculuk/meditasyon/seremoni çalışmanızdan tümüyle geri döndüğünüze emin olun. Bir seremoni sırasında yolculuk yaparsanız, yolculuk yaptığınız odaya  gittiğiniz yolu geriye doğru takip ederek dönün.  Eğer tümüyle topraklanmış hissetmezseniz lütfen geri dönüşü tekrar edin. Bunu dinlediğiniz Cddeki geri dönüş ritmini yeniden çalarak yapabilirsiniz. Eğer davul ya da çıngırağı kendiniz çalıyorsanız, geri dönüş ritmini yeniden çalabilirsiniz. Ya da iki tane sopa bulabilir ve onları çalarak yavaşça görünmeyen alemlerden tümüyle topraklanmış biçimde bütünüyle geri dönebilirsiniz.  

Bir yolculuk ya da seremoniden sonra bedeninizin toprakla bağlantı kurduğunu tümüyle deneyimlediğiniz bir meditasyon yapabilirsiniz.  Bir ağacın altında oturduğunuzu hayal edin ve ağacın toprağın derinliklerine köklendiği gibi köklendiğinizi hissedin.  Kökler ne kadar güçlüyse ağaç da o kadar güçlüdür.

Bir yolculuk ya da seremoniyi tamamladığınızda çalışmaya katılmış olan tüm yardımcı ve şefkatli ruhlara teşekkür edin. Çalışmanızın tamamlandığını söyleyin. Bunu zaten biliyor olsalar da teşekkür ederek çemberi kapatmak nezaket göstermektir.

Creating a Human Web of Light – Turkish

 İnsanlardan Oluşan Bir Işık Ağı Yaratmak

human web light 1200x630

Hayal edin.“Hayal edin.Doğmadan önce, evrenin yaratıcı gücüne bağlı,  küçük bir ışık kıvılcımıydın yalnızca. Yeryüzüne baktın. Harikulade yaşam formlarıyla dolu ne güzel bir gezegen. Dünya üzerindeki yaşam olasılıkları üzerine düşünmeye başladın. Okuyucu, yaşamın değerini ve tüm yaşamın sevgi, ışık, sevinç, uyum, huzur, eşitlik ve bolluk deneyimlemek için yaratıldığını hatırlıyor musun? Eğer bunu içinin derinliklerinde hissedebiliyorsan, doğru olduğunu biliyorsun.Eğer hissedemiyorsan üzülme, ben hatırlamana yardımcı olacağım. Biz, ruhsal ışığımızı ve enerjilerimizi, hatırlamak ve yaşayan tüm varlıklar için harikulade bir yaşam yaratmak için biraraya getiren bir topluluğuz. Vizyonumuzu hatırlamalı, ona odaklanmalı ve bu vizyonu hep birlikte birarada tutmalıyız. Değişen zamanlarda ancak bu şekilde başarılı olabiliriz.” Değişen Zamanlarda Nasıl Başarılı Olmalı”dan alıntıdır. Sandra Ingerman (Weiser 2010).

Medicine for the Earth (Yeryüzü için Şifa) için çeşitli ruhsal öğretileri araştırdığım sırada, ezoterik biilgilerin altında yatan prensibin yaşamın ışıktan yaratılmış olması olduğunu öğrendim. Egoya sahip varlıklar olarak, sıklıkla gerçek doğamızı unutuyoruz ve kendimizi bedenlerimiz ve kişiliklerimizle fazlaca tanımlıyoruz. Bizler bedenlerin içindeki ışığız. 

Simyacılar gerçekte kurşunu altına dönüştürmemişlerdir. Aksine, kurşun gibi ağır olan bilinci altın renginde ışıyan bilince dönüştürmüşlerdir.   Dünyanın dört bir yanındaki gizemcilerin şifa verdikleri esnada parladıkları ve ışık saçtıkları görülmüştür.

Yeryüzü için Şifa kitabımda tüm ruhsal geleneklerdeki ışık kavramı üzerinde durdum.

Işığız ve buraya parlamak üzere geldik. Ama çoğumuz hem gerçek doğamızı hem de neden buraya geldiğimizi unutmuş durumdayız. Sevgi ve ışıktan yaratıldık ve sevgi ve ışığız. Dünya üzerinde parlayabildiğimiz kadar parlamak hepimizin doğuştan gelen hakkı.

Çoğumuza küçük yaşlardan itibaren çok fazla parlamamamız öğretildi. Eğer çok fazla parlarsak kimsenin bizi sevmeyeceği. Yalnızca birkaç tane “yıldız” olabileceği ve senin bunlardan biri olmadığın. Bu sana tanıdık geliyor mu?

Neden dünya üzerinde yalnızca birkaç tane yıldız olsun ki? Şimdiye kadar hiçkimsenin yıldızlara bakıp da “keşke şu yıldız bu kadar çok parlamasa, ışığıyla diğerler yıldızların ışığını bastırıyor” dediğini duymadım. Burada bu inanç neden var?

Hepimizin, üzerimizdeki gece göğünün güzelliğini yansıtacak şekilde,  kendi ışığıyla parlamasının zamanıdır. Dünyadaki karanlık yerleri aydınlatabilmek için hepimizin ışığıyla parlaması gerek.

Aylık bazda insanlardan oluşan bir ışık ağı yaratacağız. Bu yalnızca şu anda ihtiyacı olan yerlere ışığı götürmekle kalmayıp aynı zamanda da bizi şifalandıracak ve gerçek doğamızın ışık olduğunu hatırlamamıza yardımcı olacak. Işık olduğumuzu hatırlayan binlerce kişiyle bağlantı kurmak da son derece şifalandırıcı olacak. Bu kavramı diğerleriyle de paylaştıkça, biliyorum ki, ışık ağımız genişleyerek dünyaya ve üzerindeki tüm yaşama etki edecek.

Yeryüzü için Şifa kitabımda niyet + uyum+ sevgi + konsantrasyon + odaklanma + birlik+ imajinasyon = dönüşüm olduğunu öğretiyorum. Bu formül bize ışık olduğumuzu hatırlamak ve onunla parlamasına izin vermek için yardımcı olacak.

Işık olan gerçek doğanızla bağlantı kurmaya başlamak için rahatlatıcı, sakinleştirici bir müzik seçin ve sessiz bir yere geçin. Sizi merkezlenmiş bir konuma götürerek uyum ve sevgiyi deneyimleminize izin verecek birkaç derin nefes alın. Varlığınızda parlayan ışığı deneyimlemek niyetinizle birlikte içeri girmek kendinize izin verin.  Bu sizi yaratıcınız veya evrenin gücüyle birlik haline getirecektir.  Odağınızı sabitleyin ve niyetinize konsantre olun. İmajinasyonunuzun içsel ışığınızı görmek ve hissetmeniz için yardımcı olmasına izin verin. Işığınızın tümüyle parlamasına izin verin. Bu ışık her zaman oradadır ve kullanmakla bitmez. Işığınızın paylaşılma ve sizin tarafınızdan yenilenme kapasitesi sınırsız. Işığınız yokedilemez ve sizden alınamaz. Tükenmek konusunda endişe etmenize gerek yok çünkü bu ışığın kaynağı her zaman sonsuz bereketli.

Deneyimizi tüm bedeniniz için bir deneyim haline getirin. Bunu yapmaya ışığınızın varlığınızın merkezinden parlamasına izin vererek başlayın. Bu  ışığın bedeninizdeki her hücreye yayılmasına izin verin. Kendinizi ışığınızla tamamen dolu hissettiğinizde yaşam ağıyla bağlantı kurarak titreştiğinizi deneyimleyin.  Işığınızın bu şekilde titreşen bedeninizden yayılmasına izin verin. Işığın bedeninizin her bölümünden yayıldığını deneyimleyin.

Işığınızı deneyimleyip, parlaklığının sizden yayılmasına izin verdikten sonra nefesinizi ve niyetinizi kullanarak bulunduğunuz durumdan çıkın. Geri dönün, gözlerinizi açın, bedeninizi hissedin, parmaklarınızı oynatın ve dünyaya şifalandırıcı enerjiyi parlayarak getirecek olan  diğerleriyle bağlantı kurmaya hazır olduğunuzu bilin.

Uygulamaya ışığınızın parlamasına izin vererek başlayın. Sonraki uygulamanız gün içinde ışık solumak olsun.

Işığınızla bağlantı kurup, yaşamınızda parlamasına izin verdikçe titreşiminiz değişecek. Işıklarımızı biraraya getirip dünyada paylaştıkça gezegenin titreşimini de değiştiriyoruz. Niyetinize odaklı kalmanız büyük önem taşıyor.

Bunu yaparken, dua veya sözcük kullanmamanızı öneriyorum. Yalnızca ışığınızla parlayın ve gezegendeki karanlık yerlere ulaşıp dokunacak olan gezegensel ışık ağına katılmak için kendinize izin verin.

İlk meditasyon, 2000 yılı kış gündönümünde , ışığın geri dönüşünü kutlamak için yapılmıştı. Bu meditasyon esnasında insanlara yaşadıkları yerlerde gündönümünün başlangıcıyla beraber ışıklarını parlatmaları söylenmişti. Bunu yaptığımızda ışık, ülkeden ülkeye geçerek büyüdü. Işık yerküreyi gezdi. Ama orada durmadık. Tüm gün ve gece boyunca parlamaya devam ettik. Bu şekilde, gündönümü ile parlamaya başlayarak dünya çapındaki ışık ağını birleştirdik ama gün ve gece boyunca parlayarak bu ağı canlı tuttuk.

İnsanlardan oluşan ışık ağı yaratma meditasyonları her dolunayda, yansıttığımız ışığı gücüyle  büyüten her dolunayda devam ediyor.  Her dolunayda ışığınızı parlatma ve gün ve gece boyunca global bir insan ışık ağına bağlandığınızı imgeleme çalışmanıza devam edin. Ve bunu her dolunayda yapmaya devam edelim. Hem kendi yaşamlarınızdaki hem de gezegendeki titreşim değişimi ve şifalanmayı imgeleyelim.

Dolunay kutlamalarında bir grupla çalışması yapıyorsanız, ışığınızın parlamasına izin verirken, ellerini ve ışıklarınızı birleştirin. Grubunuzun ışığının dünya üzerindeki tüm diğer gruplarla birleştiğini deneyimleyin. Kocaman bir ışık ağıyla birleştiğinizi deneyimleyin.

Eğer yalnız çalışıyorsanız, sessiz bir yere gidin ve ışığınızın parlamasına izin verin. Dünyanın dört bir yanında ışıldayan ışık ağıyla birleştiğinizi deneyimleyin.

Bir arkadaşım bana çocukların her zaman parladığını anımsattı. Çocuklarınızı da bu uygulamaya katın.

Hatırlayın tüm yaşam ışıktandır. Siz ışıksınız, hepimiz ışığız, devasa bir ışık ağında biraraya geliyoruz.

Delaware’de Yeryüzü için Şifa eğitimleri veren Kate, 2010 yılında bir önerisini yazmış. Ayda bir yerel bir grupla ışık ağı örmek için buluşup, aşağıdaki gibi çalışıyorlar:

“Işık ağını yukarı ve dışarı doğru örmek yerine yerin derinliklerine kökler örüyoruz. Tüm kökler bir defa herkesin ışığıyla birleştiğinde, ışıklar yerden fışkırıp dünya üzerindeki tüm varlıkları sarıyor.”

Yukarıdaki aşağıdaki gibidir, dışarıdaki içerideki gibidir prensibinden hareketle, spiritüel topluluğun “içerideki gibidir” bölümünü geliştirmesi önemli. Zira spiritüel topluluğun çoğu üyesinin ruhsal çalışmalar esnasında bedenini bırakma eğilimi var. Çalışmamızın gücü bedenimizin içinde kalarak, içten parlayan bir yıldız olarak parlamamızdan geliyor.

Işık ağını toprakta köklendirmeyi deneyelim. Işık ağını yeryüzünün içinde ve her tarafında gerçekten hissetmek istiyoruz.

                                              Global Topluluğumuz için Aylık Şifalanma Önerileri

Görünen o ki bilinç hızla değişiyor. Uyum içinde yaşamayı öğrendikçe bu durumun elbette birçok ödülü var. Her değişim yaşamlarımızda bir ölüm gerektirir. Bunun nedeni yeni bilinç ve farkındalık düzeylerine geçerken bizi desteklemeyen şeyleri bırakmamızın gerekmesi.

Şimdiye dek hiç bu kadar fazla sayıda insanın zor zamanlar geçirdiğini görmemiştim.

Değişim Haberleri’nde de sık sık yazdığım gibi değişik farkındalık ve bilinç düzeylerindeki paradokslarla dansetmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Zira , eşzamanlı olarak işleyen birçok düzey var.

Bir düzeyde hepimiz bağlantılıyız ve hepimiz ruhuz. Spiritüel durumda hepimiz kutsalız ve her zaman mükemmeliz. Aynı zamanda, insan olmanın koşulunun bir parçası da ego sahibi olmak. Ve ego kendisini diğer tüm yaşamdan ayrı olarak görmekte. Bu ayrılık hali ise korku, öfke ve diğer çeşitli duyguları yaratıyor. Fiziksel hastalıkları yaratan da bu ayrılık hali.

Dönüşüm uygulamamızı yapmaya devam ederken bu ayrılık hallerini de şifalandırmaya başlıyoruz. Daha yüksek düzeydeki bilinç durumuna hareket ederken evrenin kusursuzluğuna teslim olmayı da öğrenmeliyiz.  Ve bazen bunu yapmak zor ve kendi kutsal ışığımızı hatırlamaya ihtiyacımız var.

Dönüşüm Haberleri’ni okuyan dünya çapındaki topluluğumuza yardımcı olmak için ışıktan bir insan ağı yaratma uygulamasının yanına bir şifalanma çemberi eklemeye karar verdim. Dolunayda yeryüzünün içinde ve çevresinde bir ışık ağı örmeye devam edeceğiz. Ve parıltımızın yardım isteyenlerin de  içinden parlamasına olanak veren bir çember oluşturacağız.

Önerim şu. Eğer uygulayıcı olarak gönüllü olmak isterseniz, kendinizi diğer uygulayıcılarla beraber bir çemberde ayakta veya otururken imgeleyin. Hatırlayın ki Dönüşüm Haberleri birçok farklı dile tercüme ediliyor. Birlikte çalışan çok büyük bir global topluluğumuz var.

Niyetimiz kendi kutsal ışığımız deneyimlemek ve onu içsel çembere yaymak.

Çemberimizde acı çekenleri görmüyoruz. Her bireyin içindeki ilahi mükemmeliği teslim ediyoruz. Böylelikle insanları acı çekme teşhisiyle kısıtlamak yerine onları kendi kutsallıklarına yükseltiyoruz.

Yazar ve eğitmen Eric Pearl “kuantum fiziğinde bir parçaçığın davranışını değiştirirseniz, diğer bir mekanda bulunan başka bir parçaçık, ister santimetler isterse evrenler uzaklığında olsun, derhal tepki verir” diye öğretir. Daha düşük frekanslar daha yüksek frekanslara katılır veya uyumlanır, tersi değil.

Böylelikle Yeryüzü için Şifa çalışmasının esas prensibine dönersek, dünyayı değiştiren ve diğerlerini şifalandıran kim olduğumuzdur, yani buradalığımız ve yaydığımız ışık.

Enerji göndermiyoruz veya kimseyi şifalandırmaya çalışmıyoruz. Yalnızca kendi ilahi sevgi ve ışığımızın, yardım isteyenlerin ilahi ışıklarını kıvılcımlamasına izin veriyoruz.

Kendinizi diğer uygulayıcılarla birlikte bir çemberde ayakta veya otururken imgeleyin. Dönüşüm (transfiguration) çalışmanızı yapın ve elleriniz çemberin içine dönük olarak ilahi ışık ve sevginizi yayın.

Eğer yardıma ihtiyacınız olduğunu hissederseniz kendinizi dünyanın dört bir tarafından insanların oluşturduğu bir çemberin içinde uzanırken imgeleyin.

Rolünüz uygulayıcılarımız tarafından paylaşılan ışığı absorbe etmek. İlahi sevgi ve ışığı varlığınızın her hücresine absorbe etmek için bir benzetme düşünün. İşinize yarayan bir benzetme bulabilmeniz umuduyla sizlere birkaç örnek vereceğim. Suya konulduğunda tüm suyu emen bir sünger düşünebilirsiniz. Yağmur altında günlerce kalan bir çiçeğin güneş açtığında onun ışığını emdiğini düşünebilirsiniz. Belki çok fazla güneş alan bir çiçeği ve yağmur başladığında ona hayat verip besleyen suyu nasıl içtiğini düşünebilirsiniz. Veya perdeleri sıkıca kapalı bir odanın perdeler açıldığında günışığıyla dolduğunu düşünebilirsiniz.

Bırakın dış çemberin ışığı kendi ışığınızın bedeninizdeki her hücreden akışını tetiklesin. Bu, bizi ilahi mükemmellikle ve ışık ağıyla yeniden bağlantıya geçirir. Bu, duygusal ve fiziksel hastalıkları yaratan ayrılık hallerini şifalandırır. Ve hepimizin yaşamın bize getirdiği güçlük ve fırsatlara doğrulmamızı sağlayacak güce sahip olduğumuzu hatırlatır.

Ve günün ve gecenin çeşitli zamanlarda değişik rollerde de olabilirsiniz. Bir süre uygulayıcı olabilir ve sonra çemberin ortasına uzanabilirsiniz.

Ve zamanın dışında çalıştığımız için bu çalışmayı ne zaman yaptığınızın da bir önemi yok. Çalışmalarımızın eşzamanlı olmaları gerekmiyor.

İnsanlardan oluşan ışık ağını yaratmak için yalnızca dolunay zamanı ile sınırlı değiliz. Kalbimin çağırdığı tüm zamanlarda ışık ağını besliyorum. Ve elbette ki ışığımızı günlük olarak global topluluğumuza yaymaya devam edebiliriz. Çalışmamızın aslı ışığımızı dünyaya aldığımız her nefes ve attığımız her adımda yaymak.