How to Deal With Grief – Turkish

Kederle Nasıl Başa Çıkmalı

Geçenlerde haberleri seyrederken ilginç bir hikayeye rastladım. I was watching the news recently and heard an interesting story. Tıpta kederi bir hastalık tanısı olarak etiketleme hareketi var. Kederli insanlara, bir antidepresan olan Prozac reçete edilecekmiş.

Yaşamdaki her değişim, bir bitişe yönelen ve tanıdık birşeyin ölümüyle keder hali yaratabilecek, bir ölüm biçimidir. İşimizi değiştirebilir, boşanabilir, yaşlandıkça nasıl hissettiğimiz ile ilgili değişim yaşayabilir, yaşamımızı tehdit eden bir hastalık geçirebilir veya sevdiğimiz birinin ölümünü deneyimleyebiliriz.

Ölüm bir son değil aksine yeni bir başlangıçtır. Ve keder deneyimi büyümemiz ve evrimimiz açısından önemlidir. Keder, içinden genişleyebileceğimiz derin bir içsel kuyu geliştirmemize yardımcı olur.

Sıkça insanların nasıl bir “genişleme” çağında olduğumuz hakkında konuştuklarını duyuyorum ve birinin başından dışarı doğru genişleyen zihinsel bir enerji prosesi gözümde canlanıyor. Fakat gerçek genişleme içimizin derinliklerinden gelir. Kendimize kederli olma, yas tutma iznini verdiğimizde, içimizde derinlik geliştiririz.

Kendi yaşamımda farkettim ki kalbim kırılırken aslında genişliyor. Yaratılmış olan bu genişleme, sevgiyi iletmek için daha büyük bir araç haline gelmeme yardımcı oluyor. Ve sevgi en büyük şifalandırıcı güçtür. Daha büyük bir sevgi haline açılmamızda bize yardımcı olan, keder gibi başka birşey daha yoktur.

Kalbimiz genişlediğinde acı çeken diğerleri için daha fazla şefkat hissedebiliriz. Ve bu şefkatle diğerlerinin şifalanması için gerekli alanı yaratırız.

Kederi durdurmaya çalıştığımızda büyümeyi de durdururuz. Ve doğaya baktığımızda, büyümeye devam etmeyen yaşamın öldüğünü görürüz. Keder hali, her ne kadar kötü hissetseniz de, yaşamla doludur. Keder içimizde daha fazla yaşamın akışını sağlayan bir alan yaratmamıza yardımcı olur.

Keder, yeni ilişkilerin, yeni fırsatların yaratılabileceği verimli bir hal yaratır.

Üzerinde durulması gereken konu kederli olduğumuzda kendimizi nasıl destekleyeceğimizdir. Kederi tümüyle bastırmanın yararlı olmadığını düşünüyorum.

İlk olarak, sahip olduğumuz duyguları kabul etmeliyiz. Herhangi bir çeşit üzüntü ve duygusal acıyı kabul ettiğimizde, bu bizi değişime doğru götüren enerjetik bir hareket yaratır. Bir duyguyu bastırdığımızda içimizde büyümeye devam eder. Duygularımızı bastırmanın bir yolunu bulsak bile, duygunun enerjisi içimizde gerilim yaratacaktır. Yaşadığımız tüm duyguları ifade etmemiz önemlidir.

İşlerimize ve günlük rutinlerimize dönmemiz gerekebilir ama yas tutmak için kendimize zaman yaratmamız önemlidir. Yas sürecinde olanlara yardımcı olan bir gruba katılmayı düşünebilirsiniz. Gün içinde kendinizle başbaşa kalabileceğiniz zaman yaratın.

İş arkadaşlarınızı ve arkadaşlarınızı kaybınızdan haberdar edin, duygularınızı anlatın ve kendinizi ağlarken bulabileceğinizi söyleyin. Şifalanmanın en iyi yolu, artık kalmayıncaya kadar enerjiyi ifade etmektir. Toplum içinde iyiymiş izlenimi vermek için duygularınızı bastırmak yalnızca şifalanmayı erteler.

Birçok insan için, yalnızca onları dinleyecek sevgi dolu bir topluluğun olması önemlidir. Kültürümüzde çoğumuz, sevdiklerimizi ihtiyaçları olduğunda düzeltmek istiyoruz. Kederde düzeltilecek hiçbir şey yoktur ve gerçekte diğer bir insanın kederini yoketmenin bir yolu da yoktur. Yalnızca orada olmak, dinlemek ve sevgi dolu şekilde desteklemek çok büyük yardım sağlar.

Yas tutan birine acımamak önemlidir. Enerjetik olarak acıma, taşınması ağır bir enerji yüküdür. Kederli olduğunuz esnada binlerce insann size acıdığını hayal edin. Size gönderilen böyle bir enerjiyi deneyimlemek ister misiniz?

Kendinizi şımartmanın yollarını bulun. Banyo yaparak rahatlamak isteyebilirsiniz. Su son derece şifalandırıcı bir elementtir. Acınızı suya bırakabilir ve sudan acınızı sevgi enerjisine dönüştürmesini isteyebilirsiniz.

Toprağın üzerine uzanabilir veya bunu yaptığınızı hayal edebilirsiniz. Acınızın toprağa süzülmesine izin verin. Acınızı aldığı ve yeni ürünlerin büyümesi için verimli organik maddeye dönüştürdüğü için Toprak Ana’ya teşekkür edin. Yeryüzünün sonbaharda ölüp yere düşen yaprakları alarak zengin ve verimli toprak yaratmak için gübre olarak nasıl kullandığını düşünün.

Bırakmayı dilediğiniz duygularınızı bir kağıda yazarak ateşte yakabilirsiniz. Yerli kültürlerinde ateş değişim ve dönüşüm elementi olarak görülür.

Dışarı çıkabilir ve rüzgarın acılı duygularınızı alıp götürmesine izin verirken esintilerin getirdiği sevgi dolu mesajlara kendinizi açabilirsiniz.

Çalıştığınız elementlere daima şükranlarınızı sunun. Bu, bize yaşam veren elementleri onurlandırmanın bir yoludur. Aynı zamanda, bıraktığınız enerjinin daima sevgi ve ışığa dönüşmesini isteyin. Böylece dünyaya göndermiş olduğunuz şey tüm yaşam için şifa yaratır.

En önemlisi, kendinize yas tutmak için zaman verin. Kendinizi daha iyi hissetmeniz “gereken” bir zaman çerçevesi yok. Duygularınızı gerçekten kucaklamanıza izin verdiğinizde, zaman sizi kendiliğinden yenilenme noktasına getirecek. Yaşamda herşey değişir. Ve kederiniz de buna dahildir.

How to Use the Power of Words as Blessings – Turkish

Sözcüklerin Gücünü Kutsama Olarak Nasıl Kullanmalı

Sözcüklerimizin kutsayabileceği ya da lanetleyebileceği öğretisi binlerce yıldan beri vardır. Bu öğreti tüm spiritüel geneleklerin bir parçasıdır. Düşüncelerimiz ve sözcüklerimizle kendimizi ve diğerlerini kutsayabiliriz.

Kültürümüzde çok fazla sözcük kullanmaya eğilimliyiz ve büyürken öğrendiğimiz veya şarkılarda, haberlerde, televizyon programlarında vb. duyduğumuz ifade tarzlarıyla sürükleniyoruz. Bu sözcüklerin ve ifadelerin etkisi hakkında her zaman derinlikli düşünmüyoruz.

Sözcüklerin kutsamak veya lanetlemek için kullanılabileceği öğretisini benimsemeye başladığınız zaman durup, gün içinde kullandığınız deyişler, ifadeler ve sözcükler hakkında derinliğine düşünmek için zaman ayırmak önemlidir.

Bu öğretiyle çalışmayı sürdürürken dinleme becerilerimin daha keskin hale gelmeye başladığını ve yavaşlayıp kullandığım sözcükleri dikkatlice seçme ihtiyacı hissettiğimi gördüm.

Bir gece bir aktörün tanıtıldığı bir televizyon programı seyrediyordum. Kullandığı bir cümleyi çok sevdim ve sözcüklerinin içimin derinliklerine işlediğini hissettim. Büyüdüğü sırada diğer aktörleri izlerken “büyük aktörlerin içsel ışıkla parladığını” görmeye başlamıştı. Ve bu aktörün sözleri “içsel ışıkla parlayan” olan insanların gücü hakkında heyecanlandırdı.

Bu ay boyunca üzerinizde etki yapan sözcük ve ifadeleri dinlemenizi öneriyorum. Ağzınızdan çıkan sözcükleri dinleyin ve daha fazla farkındalık getirmeye çalışın. Kullandığınız sözcük ve ifadelerin içinizdeki gerçek bir kutsama yerinden gelip gelmediğini farkedin. Yoksa iletmek istediklerinizi ve kendiniz ve diğerleri için yaratmak istediklerinizi gerçekten yansıtmayan, alışkanlıktan gelen sözcük ve ifadeleri mi kullanıyorsunuz.

Dostları veya sevdiklerine yeni bir fikirleri veya başlamayı istedikleri yeni bir projeyi söylemekten korkan pek çok kişi tanıyorum. Zira diğerlerinin “uçta” kabul ettiği birşeyi paylaştığımızda ilk tepkileri genellikle “Sen delisin” veya “Bu asla olmaz” şeklinde oluyor. Bu şekilde cevap verdiğimiz zaman diğer kişinin tutkusunu izlemedeki heyecanını genellikle dikkate almıyoruz. Ve desteğimiz ve şevkimizi ekleyerek enerjiyi besleyeceğimiz yerde, hayalinin gücünü ondan almış oluyoruz. İnsanlar genellikle diğerlerinin tepkisiyle “vurulmuş” hissediyorlar ve bu da sevdiğimiz ve desteklemek istediğimiz insanları lanetlememizle sonuçlanabiliyor.

Bu değişen zamanlarda manevra yaptığımız sırada, insanların ilhama ihtiyaçları var. Cesaret ve ilham enerjisini kucaklayan içsel konuşmayla kendi kendinizi kutsayabilmek istersiniz. Ve diğerlerine de ilham vermek ve sevdikleriniz kendi yaratıcı potansiyelleri ile bağlantıya geçtiklerinde onlara destek olmak istersiniz.

Dünyada iş görmek için yollar ve yeni çözümler bulmanın bir parçası da nasıl iletişim kurduğumuza gerçekten bakmaktır. Ve işin gerçeği, modern dünyada insanlar çok fazla sözcük kullanırlar ve düşündüklerinden daha hızlı konuşurlar. Bunun sonucu kendimiz, dostlarımız, sevdiklerimiz ve dünya üzerinde gerçekleşmesine niyetlenmediğimiz enerjileri yaratmaktır.

Bu ay, yavaşlayın ve hem kendinizin hem de diğerlerinin sözcüklerini dinleyin. Düşüncenizden ve dağarcığınızdan silmek istediğiniz sözcükler ve ifadeler hakkında derinlemesine düşünün. Sizi ulaşmayı istediğiniz sonuca götürecek ifadeler hakkında derinlemesine düşünün.

Sıklıkla “düşünce dizisi” terimini kullanırız. Bir dakika durun ve bu terimin ne anlama geldiğini bir düşünün. Düşüncelerimiz ve sözcüklerimizin dizilimlerini görmeli ve bu dizilimleri yenilerini yaratarak değiştirmeyi öğrenmeliyiz. Tüm yapım projelerinde olduğu gibi yeni bir şeyi ortaya çıkarmak çok fazla enerji gerektirir. Fakat düşüncelerinizi arzuladığınız sonuçlara odaklamayı öğrenmenin ödülleri büyüktür. Ve bu da hem kendi düşünce sürecinizde hem de sesli ifadenizde kullandığınız sözcüklere dayanır.

Değişen Zamanlarda Nasıl Büyümeli kitabımda da yazdığım gibi, Kelt dualarını ve dileklerini sevmemin bir nedeninin, kullanılan ifadelerin bizi güçlendirmesi ve bizleri umut ve yaratabileceklerimizin sınırsız olduğu hissiyle doldurması olduğunu düşünüyorum.

Buna dair bazı örnekler şöyle olabilir:

Güneşin gücü sana içindeki yaratıcı ışığı anımsatsın.
Gece göğünün güzelliği seni hayranlıkla doldursun.
Derin durgun sular seni huzurla doldursun.
Rüzgarın esintileri sana sevinç mesajları getirsin.
Yeni projelerine başlarken seni kutsuyorum.
Küresel çemberimizde gezegen ve tüm yaşam adına birlikte sevgi ve destek içinde çalışan hepimize hayırduaları.
Yüksek bilinci kucaklayan yeni bir dünya yaratmaktan bahsederken aslında yeni bir yapı projesine bakmaktayız. Yeni birşeyi ortaya çıkarmak için enerji katmamız gerekir. Ve bu da somut olan düşünce ve sözcüklerin oluşturduğu güçlü temellerle desteklenmiş vizyonları yaratmakla başlar.

 

How to Find Inner Freedom – Turkish

İçsel Özgürlüğü Nasıl Bulmalı

Tüm insanların çeşitli temel gereksinimleri vardır. Hepimiz sevildiğimizi hissetmeye gereksinim duyarız. Sevilme arzusu yaşamımızın her alanındaki davranışımızları yönlendirebilir.

İnsanların elde etmek için çabaladığı diğer bir gereksinim ise özgürlüktür. Bir düzeyde çeşitli acı verici bilinç hallerinden özgürleşmeye çalışırız. Korkudan özgürleşmek ister ve güvende hissetmek için birçok strateji geliştiririz. Bunun aldatıcı tarafı ise kendini kutsallıktan ayrı olarak hisseden tarafımızın asla güvende hissedemeyecek olmasıdır. Ve güvenlik sağlamayı amaçlayan tüm yollar genellikle daha fazla acı ve keder yaratır.

Yeryüzü için Şifa kitabımda Naziler tarafından işkence görürken yaralarını iyileştirmeyi başaran Jack Schwarz hakkında yazmıştım. Onu incitmenin hiçbir yolu kalmayacak şekilde evrenle birlik haline ulaşmayı başarmıştı. Jack Schwarz bu haldeyken korkuyu hisseden egosal bir halde olamazdı. Böyle bir mucizevi eylemin gerçekleşmesi için tam bir birlik hali gerekiyordu.

Spiritüel bir yolda olan çoğumuz tanrısal ve ayrılık halleri arasında gidip geliyoruz. Zihnimiz devreye girip bize nelerden korkmamız gerektiğini söylüyor. Sonra ruhumuz, ki tanrısaldır, gelip korkunun bir yanılsama olduğunu çünkü ruh olarak incitilemeyeceğimizi veya ölemeyeceğimizi söylüyor. İkisi arasında dalgalanıyoruz. Gerçek özgürlüğe bu dalgalanmadan serbest kalabildiğimizde kavuşuruz. Bizim için anahtar, birlik halini derinliğine deneyimleyebileceğimiz ve devam ettirmek için tutku hissedebildiğimiz spiritüel uygulamaları seçmektir. Bu elbette devam eden bir süreçtir.

Anahtar dengeyi bulmaktır çünkü ayrılık halini deneyimleyen egolara sahibiz. Yine de ruhsal ışığımızı ve birliğimizi deneyimledikçe herşey mümkün.

Özgürlüğe giden yolculuğumuza devam etmek için egosal arzularımızı içimizdeki ilahi olana teslim etmeliyiz. “Yolculuğumuza devam etmek” sözlerini kullanıyorum zira farkında olsak da olmasak da bu yolculuktayız. Spiritüel bir yolda yürümek özgürlüğe doğru yürümektir. Gerçek özgürlük içimizde yaşar.

Ruhumuzun yolculuğunun bizim için neler hazırladığını her zaman bilmeyiz. Fakat kaderlerimizi kontrol etmeye çalışırken keşfedemediğimiz birçok fırsat mevcut. Kaderimizi ilahi ışığımıza teslim etmek bizi her düzeyde gerçek sevinç, refah ve sağlık yaratacak şeyleri gerçekleştirmeye götürür.

Hepimiz bir inisiyasyondan geçiyoruz. Gezegen bir inisiyasyondan geçiyor ve kendimizi bütünden ayıramayız. İnisiyasyon bizi geçmişten alarak yaşamımızda daha önce deneyimlemediğimiz yeni bir yere getiren bir deneyimdir.

İnisiyasyonlar bizden yeni düşünme biçimleri keşfetmemizi ve daha önce denememiş olduğumuz seçimleri yapmamızı talep eder. Geçmişte kullandıklarımız artık işe yaramayacaktır.

Yıllardır dinsel, ruhsal veya ticari kuruluşların ellerindeki ve üzerimizde olan gücü sürdürmede zorlanmaya başladığını seyrediyoruz. Kurumlar bizlere yaşamlarımızı nasıl yaşamamız ve sorunları nasıl çözmemiz gerektiğine dair “el kitapları” verir.

Günümüzde kurumların bu kadar zorlanmalarının bir nedeni yaşamda nasıl işlem yapılacağını anlatan “el kitaplarının” miadını doldurmuş olmasıdır. Gerçek “el kitapları” ve “kullanma kılavuzları” indirilmiş olarak içimizde.

Spiritüel yolların amacı bizi kendi tanrısallığımızla ve yaratıcı dehamızla bağlantıya geçirmektir. Hepimiz aynı yaratıcı potansiyele sahibiz. Yalnızca bazı insanların cevaplara sahip olduğunu düşünmek bizi sağlıklı bir gezegen yaratmaya götürmez. Elbette ki kendimize özgü yeteneklerimizi ifade ederken çeşitli düzeylerde çeşitli cevaplar üretiriz. Bir elmasın değişik yüzlerinin biraraya gelerek parlak ışıklar saçması gibi hepimiz tanrısallığın çeşitli özelliklerini gösteriyoruz.

Kaderlerimizi içimizdeki tanrısallığa teslim etmeye başladığımızda yaşamımızda yeni bir yol oluşturmaya başlarız. Dünyaya getirdiğimiz kendimize özgü olan gerçek armağanlarımızı, yeteneklerimizi ve güçlerimizi gerçekten onurlandırdığımız zaman küresel topluluğumuza da güç katmış oluruz. Spiritüel araçlarımızla çalışmaya devam ettiğimiz sürece daha fazla özgürlük hissine doğru ilerleriz.

Şu anda bize gereken şey kendiliğenlik ile hareket etmeye başlamaktır. Yaşamın bize getirdiklerini izlersek, enerjinin yaşamlarımızda ouşturdukları beklenmediktir. Ego beklenmeyenden korkar. Beklenmeyenin enerjisini kendiliğindenlik ve merakla karşılayan ise ruhumuzdur.

Bu ay sizden yaratıcının veya evrenin yaratıcı güçlerinin sahip olduğu niteliklerden sizde olmasını istediklerinizi listelemenizi isteyeceğim. En az bir nitelik seçerek bunu yaşamınızda ve dünyada ortaya koymanın çeşitli yollarını bulun.

Kendi problem çözme yolunuzu ortaya koyun. Eğer danışanlarınız varsa, içinize dönün ve daha önce denememiş olduğunuz bir çalışma yolu sorun. Kendi yaşamınızda bir güçlükle karşı karşıyaysanız, içinize dönün ve yaşamın size büyüme fırsatı olarak sunduğu bu güçlükle başetmenin tamamen yeni bir yolunu sorun.

Eski “yaşam el kitaplarını” ve “kullanma kılavuzlarını” atın. Onlar sizi şu anda bulunduğunuz yere getiren sağlam temeller sağladılar ve son derece yararlı oldular. Yeni talimatlar için içinize doğru uzanın. Size gösterilenle huşu içinde kalacaksınız. Yeni gördüğünüz, egosal zihninizin asla üretemeyeceği yeni bir yaşam, sevinç ver düzeyde sağlık ve bereketin sözünü taşıyor.

How to Cultivate a Rich Inner Garden – Turkish

Zengin Bir İçsel Bahçeyi Nasıl Yetiştirmeli

Çoğumuz sevinç deneyimini, sevincin içimizden akmasına izin vermek yerine, dışarıdaki dünyada olup bitenlere bağlarız. Sevinci veya herhangi bir duyguyu –sevgi gibi- dışsal olaylara bağladığımızda belirli bir günde nasıl hissettiğimiz dışımızda olup bitenlere bağlı hale gelir.

Ve meselenin aslı şu ki, böyle yaptığımız zaman, yaşam şartları andan ana değiştiği için sevinç, sevgi, uyum gibi güzel duygular da anlık olacaktır. Güvenlik de bu kategoriye girer, zira dışımızdaki dünya değiştiği için bir gün güvende hissederken diğer gün hissetmezsiniz. Bir gün işinizin güvende olduğunu hissederken ekonomi değişir ve iş güvenceniz tehlikeye girebilir. Kendinizi inişli çıkışlı duyguların içinde bulabilirsiniz.

Dünya değişmeyi, dönüşmeyi ve evrilmeyi sürdürdükçe, dışsal olaylara bağımlı olmayan ve sürekli içimizde yaşayan sevinç, sevgi, güvenlik vd.bulmak için derin bir içsel keşif içinde olmalıyız.

Kulağa ne güzel geliyor, değil mi? Ama bunu yapmak her zaman bu kadar kolay değil. Bunu yapmak için bir “tarif”im yok ama size niyet etmenin işin anahtarı olduğunu ve ruha teslim olmanın önemli olduğunu söyleyebilirim.

Bizim mutlulukla bağdaştırabileceğimiz elle tutulur hiçbirşeye sahip olmayan, aşırı yoksulluk içinde yaşayan yerlilerin gözlerindeki parıltıyı ve kahkahalarını görebiliriz. O sevinç, kahkaha ve ışık içsel bir kuyunun derinliklerinden geliyor. Bu yaşamın kendisi için duyulan ve hiçbir koşula bağlı olmayan bir sevinç. Bu sevinç, çok zengin bir içsel bahçeyi yetiştirmiş olmaktan geliyor.

İçsel kuyumuz ve sevinç, sevgi ve güvenlik bahçemize yararlı olacak anlık deneyimleri farketmek, onlarla çalışmak ve derinleştirmek önemlidir. Yürüyüş yapın ve yalnızca –çevresel olaylardan bağımsız olarak- doğanın güzelliğinin farkına varın. Ne olursa olsun gezegen hala büyük güzelliklerle dolu.

Yaşamınızda olup bitenlere bağlı olmayan basit sevinçleriniz hakkında derinlemesine düşünün. Bu prensiple oturun, meditasyon yapın, derinlemesine düşünün, sorularınızla birlikte yürüyüşe çıkın ve yaşamın size getirdiklerinden bağımsız olarak güvenlik, sevgi ve sevinç deneyimleyen varlığınızın içsel merkezine bir geçiş kapısı bulmaya başlayıp başlamadığınızı farkedin.

Gezegenimiz ve yaşamlarımız yoğun değişimlerden geçmeye devam ederken, çoğumuz hayatın anlamı hakkında derin düşüncelere dalıyoruz. Düşünüyorum ki, bir noktada, dışsal dünyaya odaklanmanın mutluluğu yaratmadığını hissettiğimiz bir yere varıyoruz. Büyüdükçe ve geliştikçe, gerçek zenginlik ve anlamın içimizde yattığını görmeye başlıyoruz. Bu konuyu “Değişen Zamanlarda Nasıl Büyümeli: Kendiniz ve Yeryüzü için Gerçek Sağlık, Bolluk, Barış ve Seviç Yaratmak için Basit Araçlar” kitabımda yazmıştım.

İçime doğru gitmeyi ve içsel bahçemin zenginliğini deneyimlemeyi sürdürdükçe, sevgi ve ışık için bir kanal olmakta anlam bulduğumu farkettiğim bir yere vardım. Yaşam yolunuzda evrildikçe bundan başka ne var ki?

Aşağıda çalışma yapabileceğiniz bir uygulama var:

  • Güzel ve rahatlatıcı bir müzik çalın. Dinlemeyi sevdiğiniz sözsüz bir müzik seçin. Müzik içsel bahçenize yolculuk yapmanıza yardımcı olacak.
  • 20 dakika boyunca rahatsız edilmeyeceğiniz bir odada uzanın veya oturun. Daha karanlık olması için perdeleri kapatmak isteyebilirsiniz. Müziği dinlerken içsel bahçenize doğru yolculuk ettiğinizi hayal edin.
  • Bahçenizi incelerken yardımcı olması için uzman bir bahçıvanla tanışma isteğinizi belirtebilirsiniz.
  • İlk olarak, bahçenizdeki toprakla bütünleştiğinizi deneyimleyin. Topraktan çıkan çiçek ve bitkilerin ne kadar sağlıklı olduklarını inceleyerek toprağın sağlığını gözlemleyin. Bu size içsel bahçenizin ihtiyacı olan bakım hakkında ipuçları sağlayacaktır.
  • Sonra, yaşamınız boyunca düşünceler, sözcükler, tavırlar ve inançlarınızı ekmiş olduğunuz ve güçlü bitkiler olarak büyümekte olan tohumları gözlemleyin. Hangi bitkilerin ayıklanması gerektiğini deneyimleyin. Kendiniz ve gezegen için sevgi, ilham ve umut tohumları ekmeye başlayın. Kullandığınız sözcükler ve gündelik düşüncelerinizi tohumlar olarak hayal edin. Dünyada gerçekleştiğini görmek istediğiniz tohumları ekin.
  • Sonra, kendinizi bahçenizdeki küçük alanlara güzel anılar ve şükran duyduğunuz şeyler için tohumlar ekerken hayal edin. Toprağı sulayın ki tohumlar kök salabilsin.

İçsel bahçenizi deneyimledikten sonra sadece müziği dinleyerek durun. Az önce yaşamış olduğunuz deneyim hakkında derinlemesine düşünün. Toprağın zengin ve verimli hale gelebilmesi için içsel bahçenizi ziyaret ederek toprağı beslemeye devam etmek için niyet edin. Güçlü ve sağlıklı bitkilere dönüşmesini istediğiniz, gerçek içsel zenginlik ve sevinç duygusunu üretecek pozitif tohumlar ekmeye devam etmek için niyet edin.

Kendinizi hazır hissettiğinizde odaya geri dönün. Birkaç derin nefes alın. İçsel bir barış duygusu ve içsel gülümsemeyi deneyimleyin ve içinizdeki ışığın sizden akmasına izin verin.

Yaşam değişimler getirmeye devam edecek. Tüm değişimlerin ortasında zengin bir içsel bahçeyi yetiştirmek, merkezinizde ve ahenkli kalmanıza yardım edecektir.