Transmutation News - October 2019 - Turkish
Temmuz ayında eşimle birlikte kuzey kutup bölgesine bir gezide yer aldık. Bu gezi benim hayat boyu hayalimdi. Ayrıca, Güneş’in bu kutsal yolculuğu yapmamı rica eden güçlü bir şamanik yolculuk yapmıştım.
Böylece, buz kıran bir gezi gemisi ile yolculuğa çıktık. Böylesine sihirli bir diyara seyahat etmek muhteşem bir deneyimdi. Svalbard’a gittik.
Yolculuğumuz esnasında buz 80inci paralele ulşamamıza yetecek kadar açıldı. Kuzey kutbunun 730 mil yakınına gittik. Fakat daha ileri gidemedik.
Orada yaşadıklarımızı anlatacaksözcükleri bulmıyorum. Şimdi içimizde kesinlikle bir “kutup aşkı” var ve kutuba yakın bir yerlere bir süreliğine taşınmayı düşünüyoruz.
Oraya buz ve sessizlik için gittim. Buz katmanında seyahat edebilmek inanılmazdı! Muhteşem doğa varlıklarını – yunuslar, foklar, deniz güzel çiçkler, ren geyiği, kutup tilkisi ve ebet, bir kutup ayısı da gördük. Kutup ayısını yalnızca arkasından bir buz parçasına tırmanırken görebildim. Sonra yürürken görebildim. Bütün bunlar öyle hızlı oldu ki fotoğraf çekemedim. Fakat bud a büyük bir armağandı!
Sürekli tüm yaşamın şarkı söylediğini paylaşıyorum. Zodyak botla bir gezimizd şarkı söyleyen buzların olduğu bir fiyorda gittik. Orada bir saat zaman geçirebildik.
Şarkı söyleyen buzla ilgili bir paylaşımı Facebook sayfamda da yaptım: http://www.facebook.com/SandraIngerman
Pek çok hayvanı, kuşları ve manzaraları gördüğümüz muhteşem yürüyüşler ve zodyak botla geziler yaptık.
Gerçekliğin bu sihirli boyutunda sesssizlik içinde olabilmek insanın hayatını değiştiren birşey.
Yaşadığımız hızlı hayatlarda hepimizin kaçırdığı şey bu. Ve yaşamın hızlanması ruhun hastalanmasına neden olduğu.
Daha doğa temelli bir yaşama dönmeliyiz. Bu insanlara duygusal, ruhsal ve fiziksel olarak yardımcı olur.
Çevrede olan tüm değişimlere nasıl adapte olacağımızı öğrenmeliyiz. Çünkü şimdiki çevremiz pek çok toksinle dolu ve onları transmute etmekte gerçekten proaktif olmalıyız.
Yakın zamanda yaptırdığım tıbbi bir tetkikte hem bedenimin hem de evimin son derece toksik bir küf ile dolu olduğunu öğrendim. Küfü evimizden temizleyen bir ekip evimizi temizlemek için çalışıyor. Ve ben de bedenim için takviyeler alıyorum.
Fakat yaptığımız temizliğe rağmen bir miktar küfün gözden kaçma ihtimali konusunda paranoya yaptığımı fark ettim.
Anladım ki korku haline girmektense kendi transfigürasyon uygulamamda daha da derinleşme zamanı gelmiş. Yıllardır yaptığımız çalışmalardan bunun işe yaradığını biliyoruz. Işık toksik maddeleri dönüştürür.
Gün içinde içsel güneşimin tüm hücrelerimden ışımasına odaklanıyorum. Evime ve üzeirnde yaşadığımız araziye sevgi ve ışık yayıyorum.
Evimizi ilahi mükemmelliğinde görüyorum. Ve küfün enerji alanından çıkmak için kendi ruhsal çalışmamı yapıyorum. Enerji alanlarından çıkmak ileride sizinle ele almak istediğim bir konu.
Çevremize adapte olmak için, yapmamız gerekenler var. Çoğumuzun kısılıp kaldığı çılgın enerji alanından çıkmalıyız ve sessizliğin enerji alanına girmenin yolunu bulmalıyız. Yenilenmek için buna ihtiyacımız var!
Ve korkuyla yaşamaktansa çevreden aldığımızı dönüştürmek için örneğin transfigürasyon gibi ruhsal uygulamalarımızı yapmalıyız.
Yaşam süremizde adaptasyon anahtar rolde olacak. Doğada biraz zaman geçirin ve paylaştıklarım üzerinde düşünün.
Adapte olduğunuzdan emin olmak neler yapıyorsunuz? Aynı şeyi yapmaları için sevdiklerinize ve topluluğunuza nasıl ilham veriyorsunuz? Bu artık gözardı edemeyeceğimiz çok önemli bir
Doğada doğdukları şablonla bağlantı kurarak adapte olan ve gezegeni terk etme zamanı gelmiş olan varlıklar var. Fakat tüm yaşam şu ya dab u biçimde adapte olmaya çağrılıyor.
Dolunay 14 Eylül’de. Bu güneşin, ayın, yıldızların gücüyle bağlantı kurmak ve güçlü yaşam veren enerjileri yansıtan içsel ışığınızla bağlantı kurmak için kusursuz bir zaman. Transfigürasyon çalışmanızı en saf parlak ışığınızla bağlantı kurmak için adapte etmenin bir yolunu bulun.
Haydi bu ışığı birbirimize güç verecek biçimde yayalım. Ve Yeryüzünde de her yaşam formuna da kuzursuzluk ve sevgi ile dokunarak yayalım.
Dönüşüm Haberlerini okumaya yeni başladıysanız ana sayfadan “İnsanlardan Oluşan Bir Işık Ağı Yaratmak” başlıklı yazıyı okuyunuz.
Ve Kuzey ve Güney yarıkürelerde yaz ve kış, ilkbahar ve sonbahara dönüyor. Yaşamın yepyeni bir mevsimini karşılarken yaşadığınız yerdeki arazi ile bağlantı kurma ve içinizde ve dışınızdaki değişimleri hissetme zamanı.
Ekinoks 23 Eylül’de. Sonbahar zamanı neyi bırakmamız, toprağa enerjisini yeni yaşama dönüştürmesi için neyi vermemiz gerektiğini düşündüğümüz zamandır. Ve ilkbahar için, toprağa yeni tohumlar ekerken doğabilecek sonsuz olasılıklar hakkında düşünürüz.
Bu ekinoksta yaşadığınız yerde seremonisel biçimde tohum ekin. Bunu şamanik yolculuk ya da meditasyon olarak da yapabilirsiniz. Ama bundan iyisi gerçekten dışarı çıkmak, kutsal araçlarınızı yanına almak, yardımcı ruhları, arazinin şefkatli atalarını, gizli halkı, toprak, hava, su ve güneşi, ayın gücünü ve yıldızları şahidiniz olmaları için selamlamak. Topladığınız ya da satın aldığınız tohumları kullanın ve ekerken her birine umut, sevgi ve ışık üfleyin. Her bir tohumu doğru zamanda dünyada umut olarak açmaları niyetiyle doldurun. Mevsim değişimiyle birlikte hery yerde açan umut bitkilerimiz olacak.
Yeryüzünde yaşayan her varlık kutsaldır. Siz kutsalsınız. Burada olmanın ne büyük bir armağan olduğunu anımsayalım ve ruhsal uygulamalarımızı derinleştirelim.
Çemberimizle birlikte herkese mutlu ve güçlü bir ekinoks diliyoruz
Copyright 2019 Sandra Ingerman. Tüm hakları saklıdır.
Çeviri: Simin Uysal