Dönüşüm Haberleri Haziran 2022

Dünya bizleri inisiyasyon deneyiminde tutmaya ve bilincimizin cilalanması süreci bizi yeni bilinç durumlarına taşırken insanların şifalanması gerekenin ne olduğunu keşfetmek ve ortaya çıkarmak için kendi iç dünyalarında daha da derinleştiklerini görüyorum. 

İnsan nüfusu gitgide daha fazla ayrışırken ve iklim değişimi bizleri hayatta kalmak için yeni yollar keşfetmeye zorlarken, kaosun ortasında iç huzurumuzu bulmak için yollar arıyoruz.

Önümüzde büyük bir iş var ve bizi tüm düzeylerde en sağlıklı halimizi sağlamamız gerekiyor.  

Nisan’da saatlerce süren büyük bir rüya gördüm. Rüya bana son derece anlam ifade eden metaphor ve imajlarla doluydu.  Fakat rüyanın asıl mesajı, bedenimde tuttuğum ve bana sağlık sorunları yaratan gerginliğin hayatım boyunca yargılanmaya duyduğum öfkeden kaynaklandığıydı.

Bu yargılamanın bir kısmı elbette kişiseldi. 3 ½ ya da 4 yaşıma kadar konuşmadım. Müdür annemi okula çağırıp, benden bir şey olmayacağını ve beni meslek okuluna vermesinin daha iyi olacağını söylemiş.  Bundan sonra, hiç de ait olmadığım sınıfa verildim. Ve yargılandığım durumların listesi uzar gider. Hatta şarkı söylemek, dans etmek, sanat, yazmak ve bana mutluluk veren herşey. Bana tutku ve anlam hissettiren ve ruhum için önemli olan etkinliklere devam edip etmemeye değer olduğumu yargılayan otorite figürleri daima vardı.

Geçenlerde Shamans Cave’de, Renee Baribeau ile podcastımda bir kurbağayı kesmeyi reddettiğim için psikiyariste gönderildiğimi paylaşmıştım.  

Toplumun hepimizi nasıl acımasızca yargıladığı ve ruhumuz başka bir rolü oynamak istiyor olsa daoynamamız için bir rol yarattığı hakkında düşünmeye başladım

Hayatımız boyunca ve bizden önce nesiller boyunca var olan ataerkil güçler bizi kontrol etmek için yargılamayı kullanıyor. Çünkü dünyadaki nüfusun en yüksek yaratıcılığı ve yaşama olan tutkusuyla bağlantısını kontrol etmeden toplumsal düzeni nasıl sağlanabilir ki?  

Ve cevabın varolan dikey yapıyı dengelemek ve dişi enerjilerin yeniden gezegenimizde ve canlı olan herşeyde akmasına izin vermek olduğunu biliyoruz. Hiçbir şey dişi gücü durduramaz – bu evrende dengeyi oluşturmanın bir parçası. Kendi hakikatimizle yaşamamız, kendi enerjimizi takip etmemiz ve yaşam nehriyle birlikte akmamız için bizi güçlendiren o yatay enerjiye ihtiyacımız var.

Yeniden doğuş ya da yıkım biçimde gelebilecek dişi enerjilere araç olmak için istekli olabilecek daha fazla insana ihtiyacımız var. Bildiğimiz gibi, dişinin pek çok yönü mevcut. 

Rüyamda, hayatımda acımasızca yargılanmaktan kaynaklanan benzersiz bir öfke deneyimledim. Ve çoğumuzun böyle bir öfkeye sahip olduğunu veya kontrol edilmenin yargılanmaktan ve dolayısıyla başını derde sokmaktan korku olarak da ortaya çıkabileceğini ya da yaratıcılığımızı özgürce ifade etmeye izin vermeyecek biçimde derinlere gömmenin depresyona neden olabileceğini de biliyorum. 

Cevap, toplumun üzerinizdeki projeksiyonlarını bırakmak için seremonilerinizi yapmayı sürdürmek ve seremonilerinizde en büyük hayallerinizin gerçekleşmesini istemek. Toksik düşüncelerimizi, sözcüklerimizi ve hayallerimizi nasıl kullandığımızı şifalandırmak için transmutasyon çalışmamıza devam ettikçe dişinin bizi daha çok sarmasına da izin veririz. Ve aynen güneşin yaptığı gibi,  içsel ışığımızın merkezinden gelen ışıkla parladığımız zaman eril ve dişi enerjileri birleştirir ve bir sevgi frekansı ve her gün daha da ayrışan kolektifi dönüştürebilecek yeni bir sonsuz sevgi akışı yaratabiliriz. 

Ve şimdi kuzey yarımkürede yazı ve güney yarımkürede kışı karşıladığımız yaz gün dönümünü karşılıyoruz. Bize hayatlarımıza ve yaşamlarımızdan akan toprak, hava, su ve ışığın frekansını etkileyecek Yeryüzünün döngüleriyle birleşme fırsatını veriyor. Değişen yeni enerjilerle birleşirken kendi akışımızı buluruz ve çoğumuz için engellerle dolu olan bu yaşam yolunda ilerlemek için ruhumuzun bizden istediği eylem ve davranış değişikliklerine uyanmaya başlarız.  Öyle görünüyor ki yol biraz daha zorlu olmaya başladı ve hepimiz saniye saniye yürümek ve ileriyi çok da düşünmemek için içsel spiritüel gücümüzü bulmak zorundayız. 

Çünkü şifalanma şimdide kalmak ve dünyanın da bu mevsim değişiminde yaptığı gibi, yapabildiğiniz en derin çalışmayı yapmaktır. Bu derin bir büyüme, muhteşem bir güzellik akışı zamanı ve ayrıca derinlere gidip karanlığın hazinelerini ve kışın tesellisini keşfetme zamanı. 

Pek çoğunuzun, benim de olduğum gibi, asi olduğunuzu ve toplumun bizden yapmamızı istediklerine ya da bizden beklediği davranışlara uymayı reddettiğinizi biliyorum. Kendi asi doğamızı bulmalıyız. We need to find our rebellious nature and this a time to truly allow ourselves to follow the journey of our soul. Ve şimdi ruhumuzun yolunu izlemek için kendimize izin verme zamanı.

Ama bunu yapmak için kendinizi kendi nehrinizin akışına bırakmalısınız!

Dolunay 14 Haziran ve Süperay. Haydi dolunayın o muhteşem dişi enerjisini  yaşamlarımızda şifalanmamız için bir annelik gücü ya da kabuğumuzdan çıkıp aynen doğanın dünyada bir güç olduğu gibi,  bir güç olmak için Kali enerjisi olarak davet edelim. Doğanın kendisi olduğumuzu ve güce sahip olduğumuzu anımsayın.

Egonuzu ve zihinsel gevezeliğinizi yoldan çekmek için hazırlık çalışmanızı yapın ki böylece ilahi olan için doğrudan araç olabilin. Ki böylece gezegenimize yağan ilahi enerjiler için güçlü bir bağlantı olun. Şu anda gerçekleşmekte olan ilahi dansa katılın. Işığın enerjisiyle hareket edin, ışığın sizden akarak gezegenin her bir santimine ve yaşam ağındaki her yaşama dokunmasına izin verin. 

Dönüşüm Haberlerini okumaya yeni başladıysanız dolunay seremonimizin detayları için lütfen ana sayfadan “İnsanlardan Oluşan bir Işık Ağı Yaratmak” başlıklı yazıyı okuyun.

Gün dönümü 21 Haziran’da. Bu ay bir günü doğada medaitasyon yaparrak geçirin ve kendi akışınızı düşünün. Kendi nehrinizin akışında mısınız yoksa toplumun bu zamanda yarattığı kaotik nehrin akışına mı katıldınız? Yaşamınızda neyi büyütmeye çalışıyorsunuz? Hangi yönünüz çiçeklenmeye hazır? Veya şimdi içe dönme ve karanlığın ve dünyanın içsel ateşinin ekmiş olduğunuz tohumları beslemesi ve böylece her türlü engele rağmen yaşamın muhteşemliğinde ayakta durmasının zamanı mı?

Işığın ve sevginin yüreklerimizden ve bedenlerimizden aktığı güçlü bir çember olarak biraraya gelerek küresel çemberimizin gün dönümünü kutluyoruz! 

Sylvia Edwards gün dönümü için bir şifa ve basit bir seremoniyi kaydetmem için bana yardımcı oldu. Mümkün olan olumlu sonuçları yaratmak için doğayla yeterince güçlü bir ilişki geliştirmediğimiz zaman karmaşık seremoniler yapmaya çabasında kendimizi kaybediyoruz. 

Dünyanın içinde olduğu halden ve empati sahibi kişiler olarak dünyanın tüm acılarını taşıyamayacağımızdan ve kişisel çalışmamızı yapmamız gerektiğinden ve hayatımızda dünyanın içinde bulunduğu durumu etkileyecek adımlar hakkında iyi rehberlik almak gerektiğinden bahsediyorum. 

Hazırlık için biraz davul çalacak, dans edecek ve şarkı söyleyeceğiz. Bu yüzden kullanabileceğiniz bir şamanik enstrümanı hazır bulundurun. Ayakta durarak davul çalmayı seviyorum. Fakat bilgisayarımı beni ayakta davul çalarken kaydetmesi için ayarlamadım. Yalnızca teknolojiye pek ilgim yok. O yüzden videonun bu bölümü biraz tuhaf görünebilir. Ama yine de benimle birlikte davul ya da çıngırak çalarsanız bunu fark etmeyeceksiniz.

Bu güçlü gün dönümü zamanında çemberimizi desteklemek ve Yeryüzünden mesajlar almak için bağlantıya tıklayabilirsiniz: https://www.youtube.com/watch?v=cAvvKGo7_xU

Copyright 2022 Sandra Ingerman. Tüm hakları saklıdır.

Recommended Posts