Dönüşüm Haberleri Nisan 2022
Ukrayna ve Rusya arasında barış için dua etmek için kalplerimizi birleştiriyoruz. Olanlar son derece trajik. Her durumda trajedi olurdu ama Ukrayna’yı terk eden göçmenlerin zorluklarına bir de Covid’in eklenmiş olması olanları daha da kalp kırıcı hale getiriyor. Bu yüzden bizler de içimizden geldiği gibi barış seremonilerimizi yapıyoruz. Atalarım buraya Ukrayna’dan gelmişler ve orada halen ailem olabilir. Bu yüzden ben seremonilerimi kesinlikle yapıyorum.
Rus ve Ukrayna’lı dostlarıma bu kaosun içinde kalanlara dua etmeleri için çemberimize rica edeceğime söz verdim. Çünkü tüm yaş gruplarındaki insanlar şu anda vicdanları yaralayan acılar çekiyor.
Ve elbette dünyanın dört bir yanında medyanın hiç yer vermediği büyük trajediler, istismarlar ve savaş da olduğunu da hatırlamalıyız. Ruhumuz şu anda her şeyi sevgiyle saracak kadar güçlü.
Artık eskisi kadar internette olmasam da öğrenciler benimle iletişime geçmek ve olan bitenden haberdar etmenin farklı yollarını buluyor.
İletişimlerde bana genel olarak sorulan soru insanların akıllarını kaybettiği ve kendilerine, diğerlerine, tüm yaşama ve Yeryüzüne bölünme ve yıkıcı şekilde davranışlarıyla nasıl başa çıkılabileceği.
Bu yalnızca benim fikrim ve diğerleriylle paylaştığım şey ama şu anda sosyal aktivizmin çok önemli olduğuna inanıyorum. Ama bunun için midenizin sağlam olması lazım. Şu anda rasyonel düşünceye pek rastlayamıyoruz. Her meslekten uzmanlar şu anda daha iyi hissedebilmemiz için yapmamız gerekenler hakkında vaaz veriyorlar. Gerçekten yapmamız gereken şey ise içimize dönmek ve kendi çalışmamızı yapmak.
Şu anda diğerlerinden ilham almak şart. Fakat çoğu insan kendilerine uzman diyen kişilere güçlerini teslim ediyor. Kendinizi içinde kilitli hissettiğiniz hapishanenin anahtarı sizden başkasının elinde değil.
Kendimiz dışında başka birinin hayatlarımızı daha iyi ve huzurluy hale getirebileceğine inanmıyorum. Ve bu da kendimize, topluluğumuza, doğaya, yardımcı ruhlara ve evrenin yaratıcı güçlerine bağlılık gerektirir. Görünmeyen alemlerdeki tüm kutsal varlıklar davet edildiğinde sizin yolunuzu, kalbinizi ve yaşamınızı şekillendirecekler ve size gerçekte olduğunuz kişiye ve şu anda yapmanız gerekenlere yönlendireceklerdir.
Bu kolay bir iş değil. Ama zaten kolay bir zamanda yaşamıyoruz. Yazılarımın çoğunda belirttiğim gibi, kurtarabileceğiniz tek kişi kendinizsiniz. Cümleyi okuduğunuzda size bencilce gelebilir. Ama yeterince insanın enerjilerini sevgi ve ışık yaymaya ve içsel huzur içinde yaşamaya doğru değiştirebildiğinde çevremizdeki dünyanın dad aha iyiye doğru değişeceğini anlamıyoruz. Bu öğreti insanlık kadar eski.
Şu anda yapmamız gereken seçimler var. Ruhsal uygulamalarımızın yanında dışarı çıkıp sosyal aktivizm ile meşgul olabiliriz. Ama eğer gerçek bir empatsanız, ki çoğunuz öyle, kendinizi dünyanın acılarına öylece açmak istemezsiniz. Çünkü bunun kimseye faydası olmaz.
Acı çeken o varlıklar yaydığımız sevgi ve ışığı hissedebilecek mi? Bilmiyorum. Ama kendi kendinize bir deney yapın ve temiz ve kutsal bir alana girin ve dünyadaki her varlığa dokunduğunu hayal ederek nefesinizle birlikte sevgiyi alın ve verin. Ve ruhsal ışığınızı yayın. Sizden yayılan enerjinin niteliğini fark edin. Ve sonrasında kendinize bir sevgi ve ışık mevcudiyeti olmanın gezegendeki enerjiyi değiştirmeye yardımcı olup olmadığına gerçekten inanıyor muyum diye sorun.
Yoldaki otantik öğretmen ve öğrencilerden duyduğum şey “hiç kimse dinlemiyor”. Ve bu doğru.
4,6 milyar yaşındaki dünyamızın yok olacağına dair hiç bir inancım yok. Ama insanların hem kendilerine hem de birbirlerine olan davranışlarından dolayı yok olabileceklerine inanıyorum. Ve geçmiş yazılarımda yazdığım gibi, medeniyetlerin tekrar tekrar kendilerini yıkıma taşıdıklarını gördük. Tarihi sürekli tekrar ettiğimizi ve geçmiş hatalarımızdan ders almadığımızı düşünmek inanılmaz.
Çok yakın bir dostum bir epostada şunları yazmış. Kendisinden benimle paylaştıklarınla sizlerle paylaşmak için izin istedim. Çoğumuzun şu anda benzer şeyler hissettiğini ve kırılganlıklarımızı anımsamanın kaderimiz olduğunu biliyorum.
”Eskiden ruhumun bu zamanda insane olmayı seçmesinin nedeninin dünyada ters giden şeyleri yoluna koymada bir rol üstlenmek olduğunu hayal ederdim. Şimdi ise ters giden herşeye rağmen aynı zamanda güzellik ve huşuyu da bulmanın ruhumun amaçlarından biri olduğunu düşünüyorum. Bu yaşamdaki derslerimin bir bölümünün tüm acı ve kayıplar içinde bile mutluluk ve kahkahaları bulmak olduğunu görüyorum. Ve ayrıca, dünyada ve kendi içimde herşey yolunda gitmese de dinlenmem de gerekiyor.”
Duyarlı olanlarımız şu anda gerçekten kendileriyle ilgilenmeli. Ve Dünya da yaşamın güzelliğini ve bir armağan olduğunu hatırlamamızı istiyor.
Dolunay 16 Mayıs’ta. Ruhunuzun her zaman yaşadığı o sihirli yere adım atın. Zihinsel gevezeliğinizden bir süreliğine kurtulun ve ruhunuzun ışığının Dünyadaki yaşam hakkında sahip olduğumuz tüm endişeleri aşarak parlamasına izin verin. Bilişinizin ve ruhunuzun en derin yerine uzanarak sonsuz ışığınızın varlığınızın her bir hücresinden parlayarak küresel topluluğumuzdaki herkesle birleştiğini hissedin. Bu ışık ağı dünyanın her yerinde parlıyor. Dolunayda bir ışık ağı oluşturmak için küresel bir topluluk olarak biraraya gelme uygulamasının kolektif üzerinde bildiğimizden çok daha fazla etkileri mevcut.
Şifanın görünmeyen yönüne inanmayı öğrenmemiz gerek.
Eğer Dönüşüm Ahberlerini okumaya yeni başladıysanız lütfen ana sayfadan “İnsanlardan Oluşan bir Işık Ağı Yaratmak” yazısını okuyun.
Her ruhsal geleneğin, birşey dünyada tezaür etmeden önce ilk önce görünmeyen alemlerde örülmesi gerektiğini öğrettiğini hatırlayın. Herşey görünmeyenden doğar. Yani kolektif yaşamımız için yeni bir örgüye ihtiyacımız var. Ve ilk adımı da kendi ruhsal çalışmamızı yapmak ve bizi evrilmiş bir bilince yöneltmeyen eski ruhsal dağınıklıklarımızı ve eski yaralarımızı temizlemek. Ve görünmeyen alemde yaşam için yeni bir düşü oluşturmaya başlamak.
Mümkün olan en olumlu şeyleri hayal etme zamanıdır. Lütfen bunu birlikte yapalım. Bu, şu anda yapılması gereken en önemli şey!
Neden bilmiyoum ama herkesi Küçün Prens’I okumak için teşvik etme mesajını alıyorum. Bu kitapla ortaokulda Fransızca dersinde tanışmıştım. Kitabı o kadar çok sevmiştim ki hem İngilizcesini hem de Fransızcasını ezberlemiştim. Hala zaman zaman bu kitabı okurum.
Yıllar önce Avusturya’da eğitim verirken, Milan’dan gelen bir kadın öğrenci Küçük Prens saatime karşılık Rolex’ini önermişti. Saatim bir çocuk saati ve pahalı birşey değil. Ama o kadar çok tamir edildi ki, o paraya belki de Rolex alınırdı.
Bu kalbe dokunan kitabı paylaşmanın neden bu denli önemli olduğunu bilmiyorum. Ama sürekli bu mesajı alıyorum.
Eskiden herkes Küçük Prens’i bilirdi. Artık bu kitabı bilen neredeyse yok ve bence bu son derece trajik.
Bu kitap sizi içinizdeki çocuğa ve Dünyadaki yaşamın güzelliğine açacak.
Welcome Home adlı kitabımdan bir mesaj:
Zor zamanlarda:
Odağınızı koruyun
Olumlu olun
Merkezinizde kalın
Bu ay için hazırladığım seremoniyi dinlemek ya da seyretmek için linke tıklayın: https://www.youtube.com/watch?v=03GdRulVNHc
Copyright 2022 Sandra Ingerman. Tüm hakları saklıdır.