Dönüşüm Haberleri Ekim 2013
Eylül Dönüşüm Haberleri için verdiğimiz ilk linkle ilgili yaşanan güçlüğe göstermiş olduğunuz sabırdan dolayı teşekkür ederim..Sylvia Edwards doğru linki yeniden yolladı. Umarım Eylül ayında yazdıklarımı okumuşsunuzdur, zira üzerinde çalışmak için önemli öğretiler içerdiğini hissediyorum.
Son birkaç ayın yazıları oldukça zengin ve yaşamınıza entegre etmeniz için öğretiler ve uygulamalarla doluydu. Yıllar önce yazdığım gibi, Dönüşüm Haberleri’ni yazmada dalgalı bir seyir içindeyim. Bazen yazacak hiçbir şeyim kalmadığını hissediyorum. Bazen belirli öğretileri tekrar ediyorum. Sonra, sessiz periyotlarıın ardından, paylaşmak için tutku duyduğum yeni öğretiler ortaya çıkıyor.
Son birkaç ayda yazdıklarımın hazmetmek için pek çok şey içerdiğini hissediyorum. Lütfen son birkaç sayıyı yeniden okumaya zaman ayırın ve paylaştığım öğretilerden hangilerinin kalbinize ve ruhunuza hitap ettiği üzerine derinlemesine düşünün. Lütfen size uyan yeni öğretiler ve uygulamaları günlük yaşamınıza entegre ettiğinizden emin olun ki sonuçta yaşam kalitenizin iyileştiğini hissedebilesiniz. Bilinciniz değiştikçe bu tüm yaşam ağına dokunur ve yaşam ağı boyunca yankılanır.
Yıllar boyunca, doğada yürüyüş yaparken almış olduğum ilhamlar, öğretiler ve şifa hakkında yazdım. Santa Fe şehir merkezinin birkaç kilometre dışında yaşıyorum. Evimin aşağısında, iki yöne doğru millerce uzanan kuru bir nehir yatağı var. Santa Fe’de arazinizi çitle çevirmek, isteyen herkesin tüm nehir yatağı boyunca yürüyebilmesi için, yasak.
Yaşadığım yerde pek çok ev olmasına rağmen, kuru nehir yatağına girip yürümeye başladığınızda çevredeki evleri göremezsiniz. Doğaya kolayca gidebileceğiniz ve sizi çevreleyen kalabalığın farkına varmayacağınız bir yerde yaşamak gerçekten büyük bir armağan.
Bu kurumuş nehir yatağında, evimde oturduğum onsekiz yıldır yürüyüş yapıyorum. Bazen burada yalnızca egzersiz yapmak amacıyla, zihnimi serbest bırakarak, koşu yapıyorum. Ve burada yaşayan bitki ve ağaçların zenginliğiyle gerçekten bağlantı kurarak yavaşça yürüdüğüm zamanlar da oluyor. Kuru nehir yatağını çevreleyen ardıç, çam ve kavak ağaçları var. Bu ağaçların pek çoğunu tanıdım ve yıllar boyunca bazılarıyla öylesine derinden bağlantı kurdum ki, artık onları gerçekten dostum olarak adlandırıyorum. Bazen hava durgun ve sessizken bile, belirli ağaçlara yaklaştığımda beni selamlarcasına yaprakları hareket ediyor.
Yaşlı ve muhteşem bir çam ağacı var ve soğuk, sıcak, rüzgar ve elbette kuraklık gibi aşırı uç iklim değişimlerinde bile büyümeye devam ediyor. Ağacın yanına yaşlılar için konmuş bir de bank var ve üzerinde “yaşlılar için” yazılı minderleri de var. Bu ağaç, çevre sakinlerinden oldukça fazla sevgi ve saygı görüyor.
Bazı ağaçlar için endişeleniyorum. Onların biraz zorluk çektiklerini görebiliyorum. Onlara zorluk ve hastalık yansıtmamak için çalışmamı yapıyorum. Onları ilahi ışıkları içinde görüyorum ve genellikle gövdelerine dokunuyorum, kabuklarını derinden hissediyorum ve sevgi ve ışık yayıyorum. Ve nehir yatağında son derece odaklanmış durumda yürüdüğüm ve bu sırada tüm ağaçları ilahi ışıkları içinde algıladığım zamanlar da oluyor.
Duygusal veya fiziksel olarak iyi hissetmediğim ve ağaçlardan beni kutsallığım içinde görmelerini istediğim zamanlar da oluyor. Doğa akıllıdır ve bizi tanır. Bununla ilgili olarak daha önce yazmıştım.
Sorularım veya endişelerimle nehir yatağında yürürken, doğanın bana işaretler göstermeyi sürdürdüğünü fark ediyorum. İşaretlerle/yoralarla çalışmayı seviyorum zira bu evren tarafından daima bize ne kadar destek verildiğini deneyimlemenin bir yolu. Evren, yardımcı ruhlar ve doğanın kendisi, bize daima yaşamdaki yolumuzu aydınlatan işaret levhaları sağlar.
Duyularınızı canlandırma konusunda Eylül sayısında yazdıklarımı uyguladıkça size gösterilen yora ve işaretlerlerin farkına daha çok varacaksınız.
Bu sitenin ana sayfasında “Yoralarla Nasıl Çalışılmalı” başlıklı makalemi bulabilirsiniz. Eğer bu çalışmayı yaşamınıza katarsanız yaşamın sihrini yeniden hatırlayacağınıza size söz veriyorum.
Özellikle zor zamanlardan geçerken rehberlik için nehir yatağında dua ederek ve ağlayarak yardım isteyerek yürüdüğüm zamanlar da oldu. Ve daima evrenin beni dinlediğini ve bana yardım gönderdiğini gösteren olağan dışı işaretler alırım.
Böyle olağan dışı işaretler aldığım iki olayı sizinle paylaşmak istedim.
Uzun yıllar önce, spiritüel topluluğum aracılığıyla bağlantıda olduğum biri ile güçlükler yaşıyordum. Bu güçlüğe odaklanarak yürüyüş bandının üzerinde yürüyordum. Bana nehir yatağında yürümemi ve orada bir işaret göreceğimi söyleyen çok net bir mesaj işittim.
Bunun üzerine yürüme bandını durdurdum, kumda yürüyüş yapmaya uygun bir çift ayakkabı giydim ve yürümeye başladım. Yaklaşık 10 dakika yürüdükten sonra, bir şahin ağaçların arasından bana doğru uçtu ve kanadıyla başıma vurdu. Sonra, onun hemen arkasında uçan bir sinekkuşu aniden aşağıya doğru uçtu ve o da kanadıyla başıma vurdu. Daha sonra ikisi birden yanyana aynı dala kondular ve bana sonsuzluk gibi gelen bir süre içinde bana bakmaya başladılar. Dakikalar sonra yeniden yürümeye başlayıncaya dek hiçbirimiz kıpırdamadık. Bir şahin ve sinekkuşunun aynı dala yanyana konduğunu ve hareket etmediklerini hayal edebiliyor musunuz? İnanılmazdı.
Verilmiş mesajı anlamam bayağı zaman aldı. Yora ve işaretleri yorumlamak her zaman kolay olmuyor. Fakat zaman içinde mesajı anladım. Şahin ve sinekkuşunun ortaya çıkışları olağanın ötesinde olduğu için zaman zaman kendimi bu yürüyüş hakkında düşünürken bulurum.
İki yıl önce, o zaman 97 yaşında olan babamın bakımıyla ilgili gerçekten büyük güçlükler yaşıyordum. Duygusal olarak yapabileceğimin ötesinde hissettiğim kararlar almak zorundaydım. Bakımevi beni bazı düzeylerde destekliyordu. Fakat karşı karşıya olduğum belirli kararları veremezlerdi.
Bir gün nehir yatağına gittim. Ağlıyor ve yardım ve bir işaret için dua ediyordum. Nehir yatağına gittiğim o gün, soğuk ve yağmurlu bir Ekim günüydü.
Eve döndüğüm sırada yürüyüş botlarımın üzerine bir yılan yavrusu tırmandı. Gördüğüm şeye inanamadım. Dikkatim o denli dağılmıştı ki düzgün düşünemiyordum. Bir solucan ya da diğer bir doğa varlığı olup olmadığını anlamak için eğildim. Bir yılandı. Ekim ayı kesinlikle yılanların doğduğu bir ay değildir. Ve bir yılan, soğuk ve yağmurlu bir günde dışarı çıkmaz. Ama kanlı canlı oradaydı. Bunu inkar edemezdim.
Bu yora, benim için bir şeyin değiştiği ve dönüştüğü anlamına geliyordu. Bunu ölüm/yeniden doğuş için gerçek bir işaret olarak almıştım. Babam gerçekten de ben bu işareti aldıktan kısa bir süre sonra inanılmaz bir huzur içinde öldü. Tüm ailem için bir yeniden doğuş ve dönüşüm olmuştu.
Nehir yatağındaki yürüyüşlerimin bana getirdiği armağanlar hakkında derinlemesine düşündüğümde, bu yerin ruhuyla sürdürdüğüm düzenli ilişkinin bana yaşam yolculuğumda yardımcı olan pek çok işaret sağladığını güçlü bir biçimde hissediyorum. Aynı yolda yalnızca düzenli olarak yürümekle kalmayıp, ayrıca her zaman bu alanda canlı olan herşeye saygı içinde ve onları onurlandırarak yürürüm.
Dünyalar arasındaki perdeyi kaldıran derin ve güçlü bir alan yaratan şeyin buradaki doğa varlıklarıyla geliştirdiğim ilişki olduğuna inanıyorum. Görünmez alemlerin yardımı bana rehberlik için ulaşabiliyor ve ne kadar sevildiğimi ve desteklendiğimi bilmemi sağlıyor.
Her zaman kapıdan çıkıp doğanın içinde millerce yürüyebileceğim bir yerde yaşamadım. Brooklyn’de büyüdüm ve her gün evimin dışındaki ağaca şarkı söylerdim. Onunla her gün konuşurdum. Ve ağacın da benimle iletişim kurduğunu hissederdim.
Ayrıca, doğada en sevdiğim yürüyüş yollarının olduğu, karşılıklı sevgi ve destek duygusu yaşadığım doğa varlıklarıyla güçlü bir ilişki geliştirdiğim San Francisco’da da yaşadım.
Anlatmaya çalıştığım şey, nerede yaşarsanız yaşayın, ister şehir ister kırsal bir çevrede, doğayla karşılıklı destekleyici bir ilişki geliştirebilirsiniz. Yaşadığınız yerde yürüyüş yapabileceğiniz parklar vardır. Her gün sevginizi yayabileceğiniz bir ağaç ya da bitki de olabilir. Onurlandırmaya devam edebileceğiniz, üzerinizde gök, altınızda toprak var. Gündelik yaşamınıza devam ederken toprak, hava, su ve güneş olarak adlandırdığımız varlıkları onurlandırabilirsiniz. Nerede yaşadığınız farketmez.
Doğa size cevap verecektir. Yaşamınız değişecek. Yolunuzu aydınlatmaları ve her şeyin içinde yaşayan ruh tarafından fark edildiğinizi, desteklendiğinizi ve sevildiğinizi bildirmek için size verilen işaretleri fark ettikçe evrenle ilişkiniz değişecek. En önemlisi, doğayla olan ilişkiniz ruhunuzu dolduracak.
Nehir yatağındaki yürüyüşlerimde ve evren bana bir işaret vermeye çalıştığı zamanlarda diğer yerlerde yaptığım doğa yürüyüşlerinde şahin, yılan ve sinekkuşu beni sıkça ziyaret ederler. Sizi kim ziyaret ediyor? Rüzgar bana bazı güçlü mesajlar getirir ve yaşamımda rehberliğe ihtiyaç duyduğumda rüzgar ve meltemlerle taşınan mesajlara güvenirim.
Bir park, doğada bir yer bulun ve her gün doğayla bağlantı kurun. Doğayla bir ilişki geliştirirken, evrenin sorularınızı, güçlüklerinizi ve dualarınızı nasıl yanıtladığını fark edin.
Dolunay 18 Ekim’de. Ayla olan ilişkinizi derinleştirerek yazdıklarımı kendinize katabilirsiniz. Ay sizi tanır. Ayı onurlandırın, dışarı çıkın ve aya şarkı söyleyin ve döngülerinizin ayın döngülerinden nasıl etkilendiğini ve onlara uyum sağladığını öğrenin.
2000 yılından bu yana her ay tekrarladığımız İnsanlardan Oluşan Bir Işık Ağı Yaratma seremonimize ayın nasıl katıldığını farkedin. Kutsal alan yaratmak için çalışmanızı yapın ve yükselmiş bilince geçerek küresel topluluğumuzdakilere katılın. Görünüşünüzün ötesinde kim olduğunuzu – saf ruh, saf ışık – deneyimleyin. Ve o ışığı yeryüzünün tamamına ve içine yayın.
Dönüşüm Haberleri’ni okumaya yeni başladıysanız, dolunay seremonimizin detayları için lütfen “İnsanlardan Oluşan Bir Işık Yaratmak” başlıklı yazıyı okuyun.